Dergi Genel Müdür Kasim Özer’den Müjdeli Haber

Mustafa ESEN

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
31 Ocak 2012
Mesajlar
238
Tepki puanı
425
Meslek
Uzman (C)
BİZ, YEPYENİ BİR KÜLTÜR İNŞA EDİYORUZ.

Röportaj: Ekoteknik İSG Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İrem Nurgül Durmuş

GENEL MÜDÜR KASIM ÖZER’DEN MÜJDELİ HABER: Bugüne kadar 10 bine yakın insan İSG Uzmanlığı eğitimi aldı. 8 bine yakını belgelendirildi. Her ne kadar 4 bin tanesini Danıştay yok saysa da, bu kanun tasarısının bir ekiyle onlar da geçerli olacak. Eğitimini almış, imtihanına girmiş, kazanmış, belgesini almış, hatta bir kısmı uygulamalarda bulunmuş, bu işte çalışmış 4 bin kişi mağdur olmayacak.

Yeni İSG Kanunu’nda sayı, işyeri tanımı, tehlike sınıfı, sanayiden sayılıp sayılmaması gibi ayrımlar kalkıyor. Bütün işyerleri ve bütün çalışanlar İSG hizmetine ulaşmak ve ulaştırılma hakkına kavuşuyor.

Dünyanın hiçbir yerinde “İşçi Sağlığı ve Güvenliği” diye bir tabir yok. Böyle bir tabir olamaz da zaten. Bu tabir konuyu daraltıyor. İşçi olmayan insanların sağlık ve güvenliğe ihtiyacı yok mu? Memurun sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma hakkı yok mu? Dünyanın her yerinde bu tabirin kullanımı “İş Sağlığı ve Güvenliği” şeklindedir. İşin unsurları: çalışan-çalıştıran ve işyeridir. Ancak bu tabir hepsini kapsar.

Çalışanlarınızı öldürerek, sakat bırakarak veya yaralayarak üretim yapıyorsanız, o üretimden hayır görmezsiniz. Bir taraftan ürettiğinizi satıp para kazanırken bir taraftan da kazandığınız parayı tazminata yatırırsınız. İş kazaları meslek hastalığı tazminatı adeta kemirgen bir kanserli hücre gibi kazancınızı ve sermayenizi alır götürür. İş kazalarından dolayı iflas eden işverenler olduğu gibi şirket ismini değiştirenlerde mevcuttur. Sonuçta “İş Sağlığı ve Güvenliği” ikinci plana atıldığında veya gerekli önem verilmediğinde bir şekilde bedeli ödenmektedir.


Yeni bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na neden ihtiyaç duyuldu?

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 2005 yılından bu yana uzun bir araştırma, inceleme ve tartışma süreci yaşamıştır. Her ne kadar bizim kendi ihtiyacımız da olsa, bunun yanında Avrupa Birliği’nin 89/391 Sayılı çerçeve direktifi de itici güç olarak etkin rol almıştır. 155 ve 161 Sayılı ILO Sözleşmeleri de gerekçedir. Avrupa Sosyal şartı ve Nihayet hükümet programları “İş Sağlığı Güvenliği Kanunu”nun yayınlanmasında destektir. Ama asıl gerekçe, ülkemizin ihtiyacı olan bir kanun olmasıdır. Zira 4857 Sayılı İş Kanunu, tüm çalışanları kapsamına almıyor. Hâlbuki İSG ekmek ve su kadar önemli bir ihtiyaçtır. Bu yüzden İSG’nin müstakil bir kanun olması gerekmektedir. Bütün çalışanların İSG hizmeti almaya ihtiyacı var.

Kanunu’nun çıkarılması şu anda hangi aşamada?

Bakanlığımızın hazırladığı 4 temel kanun var. Toplu İş İlişkileri Kanunu, İş Sağlığı Güvenliği Kanunu, Kamu Çalışanlarının Sendikalarıyla ilgili kanun ve İntibak Kanunu. Önümüzdeki günlerde temel kanun olarak bu dördünün meclise sevk edilmesini bekliyoruz. Benim beklentim Şubat’2012 tarihinde meclisten çıkmasıdır.

Kanunun getireceği olumlu gelişmeler hakkında bilgi verebilir misiniz?

En büyük olumlu yanı bütün çalışanları kapsam içine alıyor olması. İşyerinde memurun geçirdiği kaza iş kazası sayılmaması ancak işçininki iş kazası sayılması durumu bu kanunla birlikte kapanıyor

Bir diğer olumlu yanı, 1930 yılında çıkarılan Umumi Hıfzısssıhha Kanunu: “500 ve üzerinde işçi çalıştıran işyerleri, sağlık tesisi/hastane kuracak. 50 ve üzerinde işçi çalıştıranlar da işyeri hekimi bulunduracak” demiş ve bu da bir milat olmuştur. Artık çalışma hayatında bir hüküm verileceği zaman 50 işçi sınırı aranmaktadır. Bu yüzden günümüzde dahi 49 kişinin çalıştığı işyeri İSG hizmeti almak zorunda değil ama 1 kişi daha eklenip 50 olunca zorunluluk başlıyor. Burada 49 kişinin canının değerini küçümsemiş gibi oluyoruz. İşte bu yeni kanunla bu da kalkacak.

Bunun haricinde işyerlerine sürekli iyileştirme diye bir kavramı yerleştirmeye çalışıyoruz. Geçmiş dönemdeki “İşletme Belgesi” uygulamasını kaldırıyoruz. Bu belgeyi alıncaya kadar düzgün giden sistem, belgeyi alınca nasıl olsa artık belgenin alınmış olması rahatlığıyla adeta işverenin ipe un sermesini sağlıyordu. Hal böyle olunca da, işletme belgesi olan bir kuruluşta iş kazası meydana gelince: “işletme belgesi var ama iş kazası oldu” diyorlardı, işletme belgesi olmayan bir kuruluşta iş kazası meydana geldiğinde ise, “işletme belgesi yok, olsaydı kaza olmazdı” deniyordu. Yani bakanlık olarak her iki halde de biz suçlanıyor veya tenkit ediliyorduk. Verdiğimiz belge bu şartlarda bir anlam ifade etmiyordu. Yeni kanun taslağında bu belgeyi bu yüzden kaldırıyoruz ama işverenden hangi çeşit işyeri olursa olsun ön şart olarak risk değerlendirmesi yapmasını istiyoruz. İSG deyince bugüne kadar hep maden ocakları, inşaatlar, tersaneler, kimya laboratuvarları, tekstil fabrikaları vs akla geldi, oysa ofis, matbaa, okul, hastane gibi akla gelmeyen alanlar da kapsam içine alınıyor. Bu kanun memurların da İSG hizmetine ulaşmasını sağlayacaktır.

2012 yılı İSG Hedefleri’nden kısaca bahsedebilir miyiz?

2012’de ilk işimiz yeni kanunumuz için Türkiye genelinde bir tanıtım kampanyası başlatmak olacak. Basının her ayağını kullanarak kanunun neden çıkarıldığını ve faydalarını anlatacağız,

Kayıtlarını çok ciddi manada tutmayan veya bu noktada belli bir sistem geliştirmeyen ülkelerde meslek hastalığı problemi var. Meslek hastalığının gerçeğe yakın rakamlarını bir tek İskandinav Ülkeleri’nde görüyoruz. Ülkeler meslek hastalıkları sayısını gizliyor veya meslek hastalığı teşhisi konulmasında sıkıntı yaşıyorlar. Bizim için gizleme söz konusu değil ama bizde teşhis sıkıntısı var. Biz meslek hastalıkları konusunda yeteri kadar ilgili değiliz.

Doktorlarımızın meslek hastalıklarının teşhis ve işlemleri ile ilgili bilgilendirilmesi hususunda bir proje başlattık. Projenin birinci ayağını gerçekleştirdik ve 22 ilde tanıtım toplantıları yaptık. 2012 yılı içinde de Ankara ve İstanbul’da ilgili profesyonelleri toplayarak meslek hastalıkları ile ilgili idari ve bürokratik işlemlere dair bilgilendirme toplantıları yapılacaktır.

2012 yılı aynı zamanda. AB Projeleri’mizin bitiş tarihidir. Bunlardan bir tanesi “İşyerlerinde İş Sağlığı Güvenliği Ortamının İyileştirilmesi Projesi” idi, Şubat/2012 ayında bitiyor. Biz kendi imkânlarımızla 3 yıllık bir sürede bu projenin çıktılarını ülkeye yaygınlaştırmak üzere bir proje yaparak devamını getireceğiz. Hedefimiz işyerlerinde “İş Sağlığı Güvenliği Yönetim Sistemleri”nin benimsenmesidir.

İş Sağlığı Güvenliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın tek başına yüklenebileceği bir yük değil, çok ağır bir yük. Ağır taşın kaldırılmasına ne kadar çok el yardım ederse, o taş o kadar rahat kaldırılabilir. Bakanlığımız bu kültürün gelişmesinde bütün tarafların desteğini beklemektedir.

İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin geliştirilmesi ve geniş tabana yayılmasında önemli rol oynayacağını düşündüğümüz Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerini yaygınlaştırmak üzere faaliyetlerimiz var. Ancak belli şehirlerde yığılmalar var. Diğer bölgelere de bu hizmetlerin ulaştırılması için bazı tedbirler geliştiriyoruz. Komşu illere de hizmeti kaydıracak, teşvik edici mahiyette çalışmalar düşünüyoruz. Neticede hedefimiz hizmeti kolay ulaşılabilir hale getirmektir. Çünkü hizmete kolay ulaşılırsa insanlardaki şevkin artacağını biliyoruz.

Bugüne kadar 10 bine yakın insan İş Güvenliği Uzmanlığı eğitimi aldı. 8 bine yakını belgelendirildi. Bu kanun çıktığında Türkiye’nin İş Güvenliği Uzmanı ihtiyacı 15 bin civarında olacaktır. Kanunun 1 yıl sonra yürürlüğe gireceğini de göz önüne alınca, 2013’te verilecek eğitimlerle Türkiye’nin 15 bin İş Güvenliği Uzmanı olacaktır. Kanun çıktığında böylece sayı bire bir denk olacak.

Biz “Kargadan Başka Kuş, İş Güvenliği Uzmanı’ndan Başka Profesyonel Tanımıyoruz”

“Danışmanlık” adı altında iş güvenliği kapsamında hizmet verenlere bir yetki vermeyi ya da sınırlama getirmeyi düşünüyor musunuz?

İş Sağlığı Güvenliği Danışmanlığı kolaya kaçan bir uygulama. Ne danışıyor işveren? Bilgi danışıyor… Bilgiyi bakanlığa da danışabilir! Telefon açıp sorduklarında biz bilgi veriyoruz. Bu Bakanlık belki de “kapısı halka sonuna kadar açık olan bakanlıklar”ın en başında geliyor. Danışmanlıktan ziyade İş Güvenliği Uzmanı olarak çalışmak gerekiyor. Danışman elini taşın altına koymuyor. İşverene “şunları yapmanız sizin menfaatinizedir, şu eksikliklerinizi yaparsanız iyi olur” diyor. İşveren, ayrıca teknik yardım veya hizmet alarak bu işlemleri yapabilecektir. İş Güvenliği Uzmanı ise orada o işi bizzat yapan ve yaptıran kişidir. Nasıl yapılacağının şeklini, ölçüsünü, miktarını bilen, söyleyen, yaptıran ve altına “tamamlanmıştır” diye imza atan kişidir.

Biz danışmanlık müessesesinin iş sağlığı ve güvenliği alanında çalışmasının çok anlamlı olduğunu düşünmüyoruz. iş sağlığı ve güvenliği alanında danışmanlık değil uzmanlık uygun modeldir. İşverenlere de tavsiyemiz danışman yerine uzman çalıştırmaları yönündedir. Zira mevzuat gereği İş Güvenliği Uzmanı çalıştırmak ve bize sözleşmesini göndermek zorundadır. Dolayısıyla göndermediği takdirde cezai işlem yapılacak. İsterse işveren, danışman çalıştırsa da yine de iş güvenliği uzmanından hizmet almak zorundadır.

Danışmanlık yapan arkadaşlara da tavsiyem “lütfen danışmanlık meselesini İSG’ye sokmasınlar, eğer İSG’yi çok iyi biliyorlarsa uzmanlık yapsınlar, uzman olarak bilgi versinler, uzman olarak ellerini taşın altına koyup, işverenin işini yapsınlar.

İş Sağlığı ve Güvenliği’nde tuzu kuru çalışmalar olmaz, konu İSG ise tuz ıslanacak biraz. Danışmanlık müessesesi İSG’de olmamalı diye düşünüyoruz. İlla İG Uzmanı olacaktır. Biz “kargadan başka kuş, İş Güvenliği Uzmanı’ndan başka profesyonel tanımıyoruz” Kusura bakmasınlar, ilgili kişilerin “Danışmanlık yaptım, paramı istiyorum” demesinler, işverenler de “ben danışman çalıştırdım, görevimi yaptım” dememeli.

Maruziyet ölçümleri ile mühendislik kontrolleri noktasında bir mevzuat çalışması var mı? Bu konuda 2012 yılında bir gelişme olacak mı?

Ortam ölçümleri ile ilgili akreditasyon çalışmalarımız bitmek üzere. Biz diğer kurumlara ortamda gaz, toz, gürültü ne varsa ölçüm yapabilmeleri ile ilgili yetki vereceğiz. 1997 yılında Japonya’ya gittiğimde orada gördüğüm uygulama ile ilgili rapor yazdım ama Türkiye’de bir türlü mesafe kat edemedik. Eskiden kalma “İşci Sağlığı ve İş Güvenliği” tüzüğümüz var, o da der ki: “Basınçlı kapların kontrolünü ehliyeti hükümetçe ya da belediyece kabul edilmiş kişilerce yapılır” Kim bu kişiler kimse bilmiyor. Hükümet ya da belediye neye göre ehliyetini kabul ediyor, tanımlanmış bir vasıf yok. Bu yüzden bugüne kadarki uygulamalarda basınçlı kapları makine mühendisleri, elektrik ile ilgili işlemleri elektrik mühendisleri yapıyor. Bu bir uygulama, bir kabul ama tüzük açıkça söylemiyor. Tekniker mi, mühendis mi, makine mühendisi mi, fizik mühendisi mi, inşaat mühendisi mi belli değil. O günden beri “adını koyalım, nasıl yapılacak, kim yapacak, hangi periyotla, hangi metotla yapılacak” diye çırpınıyoruz.

“Ortam Ölçümleri” , “İş Ekipmanlarının Kontrolü” ve “Risk Değerlendirmesi” olmak üzere üç yönetmeliğin son şeklini vereceğiz. Bir başka pencereden daha geniş bir alana kültürü yayacağız. Bizim derdimiz iş sağlığı güvenliği kültürünün gelişmesi ile insanlara “bana bir şey olmaz” dedirtmemektir!

“Bana Bir Şey Olmaz”


İş Sağlığı Güvenliği’ni sağlamada en zorlandığınız nokta nedir?

“20 senedir bu işi yapıyorum, bir şey olmadı. Bana bir şey olmaz” mantığı ile mücadele ediyoruz. 21.ci senenin garantisi yok çünkü… 2012 yılı içinde yönetmeliklerimiz ile birlikte en önemli gördüğümüz açıkları kapatacağız. Bir kültürün gelişmesi 3-5 sene de olmuyor, belki bir nesil gerekiyor. Bazı sanayileşmiş ülkelerde “çalışan” denildiğinde daha çocukluktan kişilerin şuur altında “bareti başında, eldiveni elinde, gözlüğü gözünde, iş ayakkabısı ayağında” kişi canlanıyor, çalışan deyince onu simgeliyor. Fabrikada çalışan kişinin baretsiz olmayacağını o kültür ona daha çocukken aşılıyor.

Bu kültürün oluştuğu ülkelerde fabrika müdürüne “İşçilerinizden birisi baret takmasa ne olur?” diye sorduğunuzda, müdür anlayamıyor, algılayamıyor. “Ne demek istediğinizi anlayamıyorum” diyor. Israrla soruyorsunuz, “İşçi çalışırken baret takmazsa ne olur? Fabrikada baret takmak mecburi ama takmadığında ne yapıyorsunuz?” diye. O kültürün müdürü düşünüyor ve cevaplıyor: “Neden baret takmasın ki işçimiz?” Kısacası baret takmamayı anlatamıyorsunuz, çünkü kültüründe öyle bir şey yok.

1980’li yıllarda teftişlerimden birinde, bir fabrika müdürü: “işçi neden baret taksın ki, gökten taş mı yağacak?” demişti bana. Kültür farkı bu işte. Biz böyle bir sıkıntılı ortamdayız. Olması gereken kültür “iş güvenliği tedbiri almadan çalışamazsınız” derken biz “Ben üretimime bakarım, iş güvenliği ardından gelir” diyorsak daha katedilecek çok yolumuz var demektir. Biz bunlarla mücadele etmek zorundayız, işimiz zor ve zaman alacak. Ama ben inanıyorum ki biz bu azimle çalıştıktan sonra gelecek nesil bu olması gereken kültür ile yetişecek.

İşyerlerinde öyle tehlikeli şartlarda kişilerin çalıştırıldığını görüyoruz ki, işçinin ayağı bir kaysa kazaya sebep olacak ve sakat kalmama şansı yok. Ölmese de belki yaşar ama sakat kalmama şansının sıfır olduğu çalışma ortamları halen bulunmaktadır. Bu ortamlar için yeni kanun taslağımızda “kişisel korumadan ziyade toplu korumaya” önem ve öncelik verilmesine dair hükümler konuldu.

İnşaatlar dünyanın bütün ülkelerinde İSG anlamında en baş ağrıtan sektördür. Bizim de en sıkıntılı iş kolumuzdur. Almanya’dan misafirimiz olan bir inşaat mühendisi iş müfettişi : “ Biz inşaatlarda emniyet kemeri veren işverene ceza yazıyoruz. ‘Demek ki toplu korumadan kaçıyor, kişisel korumaya yöneliyorsun. Bunu yapamazsın’ diyoruz” demişti. Avrupa iskele sanayisini geliştirmiş, başlı başına bir sektör oluşturmuş. İskelelerden işçi ancak intihar etmek için düşer. Bizim iskelelerden ise işçi her an düşebilir. İş kazalarında karne notumuz iyi değil, her ne kadar bizden çok daha kötü durumda ülkeler var ama bu durum teselli sebebi değildir. Biz neden dünyanın en iyileri arasında olmayalım? Bunun için topyekün seferberlik ilan edip iş sağlığı ve güvenliği kültürünün gelişmesi ve farkındalığın artırılmasına gayret etmeliyiz. Türkiye genelinde yapacağımız çalışmalar ile gerek iş sağlığı ve güvenliğine gönül veren kuruluşlar gerekse bu konuda çalışma yapması gereken ilgili kuruluşlarla ve gerekse sizin gibi hem OSGB, hem laboratuvarlar hem de basın alanında çalışmaları olan kuruluşlarla süratle işbirliği yapmak istiyoruz. Ta ki, bu kültür gelişsin, insanlarımız “bana bir şey olmaz” demek yerine, bana “her an bir şey olabilir” diyerek tedbir alsın.

Bizim sorularımız bu kadar, son olarak sizin eklemek istedikleriniz varsa onları da alabilir miyiz?

Tanıtım noktasında bize yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Hakikaten bu çeşit yayınlar, bu çeşit çalışmalar dillendirilince çalışmalarımıza destek ve hız veriyor. Bu da Türkiye’ye yapılacak en büyük, en güzel hizmetlerden bir tanesi. Çünkü iş sağlığı ve güvenliğinde insana yatırım yapılır. Kar veya yüksek kazanç düşünülmez. Bazen yaptığınız harcamanın hiç mali getirisi olmaz. Ancak bazen da öyle zaman olur ki” küçük bir harcama yapılsa idi bir can kurtulurdu” diyeceğimiz kazalar bize önce insanı korumaya dönük yatırımların önemini bir kere daha anlatıyor zannederim. Çünkü insan maddeden, malzemeden, fabrikadan çok daha değerlidir. Mal tekrar kazanılıyor ama canı yeniden kazanma şansımız yok.



kaynak: http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/isggm.portal?page=haber&id=160ekotek
 

okko

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
11 Ocak 2012
Mesajlar
208
Tepki puanı
392
Teşekkür ederim gerçekten güzel biryazı olmuş umarım herşey güzel olur.
 

Hakan TOSUN

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
12 Ocak 2012
Mesajlar
58
Tepki puanı
527
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
Paylaşım için teşekkürler...
İnşallah Hakkımızda Hayırlısı olur...
 

ozan cetiner

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
4 Kas 2011
Mesajlar
18
Tepki puanı
6
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (B)
BENDE O MADURLARIN ARASINDAYIM UMARIM BİR AN ÖNCE ÇIKAR.BU MESLEKTE 3 YILDIR ÇALIŞIYORUM DEVAMLI DEĞİŞİKLİKLER OLUYOR ARTIK RAYINA OTURSUN BİR AN ÖNCE...
PAYLAŞIM İÇİN TŞK EDERİM...
 

tnjclml

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
27 Şub 2012
Mesajlar
50
Tepki puanı
20
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (C)
Teşekkür ederim gerçekten güzel biryazı olmuş umarım herşey güzel olur.
Kanun yürürlüğe girdikten 1 sene sonramı yasalaşacak?
 

isg27

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
30 Ocak 2012
Mesajlar
68
Tepki puanı
106
kanunun iş güvenliği uzmanlığı ve işyerinin yapacağı hazırlıklar gibi başlıca konuların anında olamayacağı için 6.7.8. gibi maddeler bakarsanız taslağa, bir yıl sonra yürürlüğe girecek. kanun 3 ay sonra çıksın diyelim haziran 2013 de uygulanmaya başlayacak...
 

serkancaner

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
19 Ara 2011
Mesajlar
164
Tepki puanı
197
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (B)
Kasım bey e daha başka soru sorulmadımı yoksa sorulmasını istemedi mi?

Kasım bey e 24 aralık sorularıyla ilgili hiçbir şey sorulmaz mı.Bu konuda hiçbirşey sorulmamış.Kasım bey evet sorular hatasız demesini isterdim.Beklerdim.
Fakat kanun yönetmelik.Hani kültür.Kültür oluşması bekleniyorsa sayın Özer 24 Aralık 2011 sorularıylamı olacak.
Arkadaşlar;
Belgesiiptal olanlara kim dava açtı iptalini sağladı veya gerçekleştirdi.NEDEN?Hiç sordunuz mu kendiniz?Bunlar tek başlarına bu belgeleri iptal ettirmediler.Kanuna sığındılar.Sen ilk başta bu eğitimleri yapacağına kanunsuz iş yapma.Orası senin çiftliğin değil.Hakim de haklı buluyor.Bundan daha doğal bir şey yok.DEĞİL Mİ?Sen yine ekstra bir açıklık bulup bu belgeleri yasallığa kavuşturacaksın.
EVET.Buna benim itirazım yok.O kişilerde para verdieğitim aldı sınava girdi.Ama bu kişiler senin oyuncağın değil ki?
Şikayet etmeklede bu işler olmuyor.
Kaç yıldan beri oradasın.1930da çıkmış Umumi hıfzısıhha kanunun dan bahsediliyor.Düzeltme diyen mi var.Bu kanuna göre çalışma yaşı kaçtır?Bunları sorun sayın Özer e.Biz niye sizi seçtik diye sorun.
Danışmanlık konusuna girilmiş.Yetkiyi kim veriyor bu danışmanlık şirketlerine.O kadar ücret ödüyorlar.Bunun yerine sen o şirketleri daha sıkı denetle.Tehlikeli işlerle az tehlikeli işlerde çalışan aynı mı?Kaç tane A sınıfı uzman var?Sen bu A sınıfı uzmanları danışmanlık şirketlerinde mevcut ettir.B ve C sınıflarınıda da çalıştırmayı şart koş.
Basınçlı tankları kim kontrol eder.Eğer bu sorunun cevabı yoksa bugüne kadar neden çıkmamış.Bu güne kadar bombayla mı yaşadık.Bunu geçin neler basınçlı tank kapsamına giriyor?Sınavda soruydu ayrıca bu.Her güç sizde neden duruyorsunuz faaliyete geçirin.
Bakın geçenlerde lpg sızdırmazlık raporu almayı kaldırdılar.Yani aracına lpg taktıranlar bir kez sızdırmazlık raporu alacak.Bir daha almayacak. Bu neden yapıldı.Birçoksorun varken.Daha denildiği gibi basınçlı tankları kimin kontrol edeceği belli değilken bu neden yapıldı.sıra bundamıydı.neden baştan değil sondan başlandı.bazı kurumları dışarda bırakmaymıydı amaç?Önemli olan can sağlığımı canlı sağlığımı güvenliğimi yoksa işine gelmeyeni egale etme mi?
Bunları sorun lütfen.
 

Esat ÜN

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
20 Ara 2011
Mesajlar
323
Tepki puanı
375
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (B)
hoş konuşmuş ama boş konuşmuş

ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
 

serkancaner

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
19 Ara 2011
Mesajlar
164
Tepki puanı
197
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (B)
duyarsız olmayalım.
 

adanascuba

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
22 Eki 2011
Mesajlar
95
Tepki puanı
57
Meslek
Uzman (C)
Merhaba; Yen ikanunla C sınıfı B sınıfı A sınıfı gibi uygulamaların da ortadan kalkacağı öngörülmekte . Memur arkadaşlar iş güvenliği kadrolarının acılması ile maaşlarınında iyileşmesi söz konusu olacak gibi görülmekte bunun yanında zaten memur ve iş güvenliği uzmanı ise 800-900 Tl direk artacak maaşları uzman kadrosuda acılırsa direk uzman maaşı ile rahata kavuşacaklar .
Sektördeki Ortak sağlık Birimleri vergi Rekortmeni olabilir bu yasa ile çünkü yeni yasa ile 10 işci çalıştıran iş yerlerine Bu kurumlardan hizmet alınacak ve OSB ihale usulu işçi başına para kazanacaktır. İş güvenliği uzmanları düşük ücretleri kabul etmemeli çünkü sizin sırtınızdan zengin olacaklarını unutmayınız. İş Güvenliği Uzmanlığı gelecek vaat etmekte onun için ileri tarihlere bırakmayın bu eğitimi baksanıza bakan 15000 iş güvenliği uzmanına ihtiyaç var diyor yarın bir gün 15000 sayıya ulaşınca sınav bile açmayabilir. Belgelerinizi Biran önce almaya bakın . Bu yasa ile görülen diğer iyi bir gelişme ise artık kurumlar iş kazaları yada meslek hastalıkları ile ilgili Tazminatların yüksekliğinden dolayı daha özverili davranacak ve iş güvenliği üretim kadar önem sağlıyacak bu işe para yatırmayan patronların nasıl para aktardığını beraber göreğiz. Ohsas 18001 Baş denetçi eğitimini alanların nasıl yararına olacağını beraber göreceğiz.
İşçiler için verilecek eğitimler , risk analizleri , iyileştirme raporları daha iyi hizmet ve daha kaliteli üretimi getirecektir. Umarım bir an önce yasa çıkar ve ülkemizin faydasına ilerlemeler kat edilir.
 

tnjclml

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
27 Şub 2012
Mesajlar
50
Tepki puanı
20
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (C)
Merhaba; Yen ikanunla C sınıfı B sınıfı A sınıfı gibi uygulamaların da ortadan kalkacağı öngörülmekte . Memur arkadaşlar iş güvenliği kadrolarının acılması ile maaşlarınında iyileşmesi söz konusu olacak gibi görülmekte bunun yanında zaten memur ve iş güvenliği uzmanı ise 800-900 Tl direk artacak maaşları uzman kadrosuda acılırsa direk uzman maaşı ile rahata kavuşacaklar .
Sektördeki Ortak sağlık Birimleri vergi Rekortmeni olabilir bu yasa ile çünkü yeni yasa ile 10 işci çalıştıran iş yerlerine Bu kurumlardan hizmet alınacak ve OSB ihale usulu işçi başına para kazanacaktır. İş güvenliği uzmanları düşük ücretleri kabul etmemeli çünkü sizin sırtınızdan zengin olacaklarını unutmayınız. İş Güvenliği Uzmanlığı gelecek vaat etmekte onun için ileri tarihlere bırakmayın bu eğitimi baksanıza bakan 15000 iş güvenliği uzmanına ihtiyaç var diyor yarın bir gün 15000 sayıya ulaşınca sınav bile açmayabilir. Belgelerinizi Biran önce almaya bakın . Bu yasa ile görülen diğer iyi bir gelişme ise artık kurumlar iş kazaları yada meslek hastalıkları ile ilgili Tazminatların yüksekliğinden dolayı daha özverili davranacak ve iş güvenliği üretim kadar önem sağlıyacak bu işe para yatırmayan patronların nasıl para aktardığını beraber göreğiz. Ohsas 18001 Baş denetçi eğitimini alanların nasıl yararına olacağını beraber göreceğiz.
İşçiler için verilecek eğitimler , risk analizleri , iyileştirme raporları daha iyi hizmet ve daha kaliteli üretimi getirecektir. Umarım bir an önce yasa çıkar ve ülkemizin faydasına ilerlemeler kat edilir.
YENİ KANUNLA C SINIFI B SINIFI A SINIFI ORTADAN KALKACAK DERKEN???
 
Üst
!!! Reklam Engelleyici Tespit Edildi !!!

Reklam Engelleyici Kulladığınız Tespit Edildi !

Sitemiz geçimini reklam gelirlerinden kazanmaktadır. Bundan dolayı Ad Block gibi reklam engelleyicilerin kullanılmasına izin verilmemektedir. Anlayış göstererek bu site için reklam engelleyicinizi devredışı bıraktığınız için şimdiden teşekkür ederiz.

Devredışı bıraktım, siteyi gezmeye devam edebilirim.