Soru : İş Kazası İddiası Ve Mahkeme

RÜSTEM IRMAK

Acemi Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
14 Kas 2013
Mesajlar
2
Tepki puanı
1
Meslek
Uzman Adayı (C)
Arkadaşlar daha önce çalıştığım firmada hem mühendis hem iş güvenliği uzmanı olarak görev yapmaktaydım. Bir çalışanımız bana gözüne taşlama yaptığı esnada çapak kaçtığı iddiası ile geldi. Benim izlenimlerim ve diğer çalışanlarımızın gözlemlerine dayanarak böyle bir olayın olmadığına kanaat getirdim ve şahsa eğer istiyorsa hastaneye gidebileceğini söyledim. Şahıs da hem hastanede iş kazası geçirdiği söylemiş hem de karakola giderek şikayetçi olmuş. Polisler geldi ve olay yeri incelendi. Polis arkadaşlara çalışanın özlük dosyası, iş başı eğitimleri, KKD teslim tutanakları, çalışabilir raporu verildi. Daha sonra savcılık tarafından bilirkişi atandı ve bilirkişiye kamera kayıtları dahil tüm evrakları teslim ettim. Bilirkişi raporunda çalışanın kamera kayıtlarında da görüldüğü üzere iş kazası geçirmediği, hastaneden iş kazası raporu alamadığı, iş verenin ve iş güvenliği uzmanının gerekli tüm önlemleri aldığı yazılmış. Savcılık farklı bir bilirkişiye daha müracaat ederek bir rapor daha almış. O bilirkişi de iş verenin yapması gerekenler, iş güvenliği uzmanının yapması gerekenler, çalışanın yapması gerekenler diye 3 madde sıralayıp iş vereni 1. Derece asli kusurlu, iş güvenliği uzmanını 2. Derece asli kusurlu, çalışanı da 3. Derece asli kusurlu olarak belirlemiş, fakat yapmamız gerekenler kısmında bir eksiğimiz olmamasına rağmen bu yönde nasıl bir kanaat yazıyor? Bu rapor doğrultusunda hakkımızda soruşturma başlatılıp mahkeme tarihi verildi. 2 farklı bilirkişi var. İlk bilirkişi gelip bizzat olay yerini gördü denetimlerini yaptı ve bizim suçlu olmadığımız yönde rapor verdi. İkinci bilirkişi olay yerine gelmeden denetim yapmadan bizleri kusurlu buldu. Çalışanın iş kazası raporu alamadığı ortadayken, kamera kayıtları mevcutken nasıl böyle bir rapor verilebilir? Çalışan ifadesinde diyorki; Ben taşlama yapıyordum ve gözümde gözlüğüm vardı fakat gözlük camı kırıktı. Ortada kırık gözlük yok. Olduğunu kabul etsek dahi benim şahsa imzalattığım belgede kırılan KKD’leri amirlerine bildirip yenisi ile değiştireceği yazılıdır. Bu durum da ne gibi bir sonuçla karşılaşırız? Ayrıca iş güvenliği uzmanı iş verene karşı sorumluyken savcılık iş güvenliği uzmanını nasıl suçlu kabul eder?
 

uğur uzman

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
14 May 2015
Mesajlar
19
Tepki puanı
5
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (B)
Yok artık ya, normal sayılabilecek sıradan bir şey için bile bu dereceye gelmesi çok ilginç, bu bilir kişilerin bazıları aslında çokta bir şey bilmeden hareket ediyorlar. günah keçisi isg uzmanları. ne olursa ilk suçlu biziz. ne güzel bir dünya.
 

FUNDA3426

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
5 Ocak 2013
Mesajlar
97
Tepki puanı
130
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (B)
Bu noktada adalet sistemini konuşmadan önce ikinci bilirkişinin vasfı sorgulanmalı. Firmaya gelmeden nasıl tutanak tutabilir ? Her önlem alındı ise nasıl kusurlu olunuyor ? O halde ne yaparsak yapalım kusurlu olacaksak ki söz konusu olay göze çapak kaçması, maluliyet ya da ölüm yok, o halde hepimiz bu işi bırakalım! Ben olsam dava nereye bağlanırsa bağlansın ikinci bilirkişiyi ben dava ederim. Bizlerde bilirkişilik yapabiliyoruz fakat her babayiğidin yapabileceği bir şey değil adaletle hüküm vermek.. 3 kuruş için insanların canını yakmasınlar!!
 

Uzman Özlem

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
20 Ara 2012
Mesajlar
113
Tepki puanı
118
Meslek
Uzman (C)
İkinci bilirkişinin gelmeden tutanak tuttuğuna dair mahkeme de şikayetçi olun ve ilk bilirkişinin gelerek tutanak tuttuğunu, eğer ilk bilirkişinin raporunun göz önüne alınmayacaksa tekrar bilirkişi atanmasını ve olay yerine gelip, incelemeleri yaparak tekrar rapor verdirilmesini talep edin. İkinci bilirkişiye dava açılsa dahi bir sonuç doğurmayacağını düşünüyorum. İnanın bu adamın bunu yaptığı ne ilk kişi sizsinizdir, ne de son siz olacaksınızdır. Zaman zaman işçiler ne yazık ki kendilerince para koparma veya kendilerince işten kaytarma yöntemleri geliştirebiliyorlar.Bu da onlardan biri gibi. Şanslısınız ki hastane öyle bir rapor da vermemiş, gerçi verse de değişen çok bir şey olmayacaktır, ortada ne ölüm ne de uzuv kaybı söz konusu. Eskiden sadece işverenlerin ve devletin gözünde bir olay olduğu zaman piyonduk, ilk suçladıkları biz olurduk, şimdi işçiler dahi piyon niyetine kullanıyor bizi. Yaptığımız iş çok garip gerçekten, kanunlarda yazılı olanlara bakıyorsunuz her şeye hakkımız var, tüm yetkiler bizde, ama gerçeğe döndüğümüz zaman bırakın yetkiyi, söylediklerimizi ti'ye alan yok, ama suçlu kim, İş Güvenlikçi, komediyiz cidden. Size de geçmiş olsun, ben çokta kafanıza takmanızı önermem, sonuç itibari ile buradan bir şey çıkmayacaktır kanımca.
 

FUNDA3426

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
5 Ocak 2013
Mesajlar
97
Tepki puanı
130
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (B)
Olay sonuçlanıp suçsuzluğunuz anlaşılınca; iş kanunu madde 25 e göre iş akdini tehlikeye düşürmekten işçinin sözleşmesini tazminatsız olarak fesih etme hakkına sahip olduğunu işvere bildirin.

İş güvenliği, Türkiye gibi bu konuda geri kalmış, iş kazası kayıtlarının yeni yeni arttığı, meslek hastalıklarının kayıt altına alındğından şüpheli olunduğu,mobingin ve stres yönetiminin konu bile edilmediği üçüncü dünya ülkesi sayılan bir ülkede sayısının çok olduğuna inandığım idialist iş güvenliği uzmanlarının oturmamış bir sistemde emek vererek işçiyi savunması ile uygulanıyor. Çünkü biliyoruz ki işçiler haklarını alamıyor, daha doğrusu haklarının ne olduğunu bile bilmiyor... Hal böyle olunca burada tampon görevi görürken işçinin durumunu çok iyi analiz etmemiz gerekiyor ancak bu şekilde kötü niyetli çalışanların bizleri düşürdüğü durumu gördüğümde gerekenin yapılmasından yanayım.

Yaşadığım bir durumdan yola çıkacak olursam; gittiğim bir firmada içeri girişim üzerinden on dakika geçti geçmedi ki çalışanlardan birisi dönüp -Burada bir iş kazası geçirip hepinizi yakıcam!! dedi. Bildiğiniz gibi çalışanların bu konuda esprileri hep olur fakat bu çalışan espri yapmıyordu gerçekten ciddiydi. Ciddi misin diye yine de tekrar sordum. Aynenn öyle dedi. Belki kafası atmış işten çıkartılmak istiyordu tazminatını almak için belki başka bir sebebi vardı bilmiyorum açıkçası.

Ancak o cümle üzerine ben de ona dönüp şöyle söyledim;

"5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 110 ve 111. maddesi der ki; çalışan kasti bir hareketle kendisini, işyerini, iş akışını, iş arkadaşlarını tehlikeye düşürürse İŞ GÖREMEZLİK GELİRİ ALAMAZ. Ayrıca bu hareketi bilinçli yaptığı için, işveren sözleşmesini tazminatsız olarak feshedebilir! Sen şimdi burada sesli beyanda bulundun, iş arkadaşların ve ben seni dinledik. Bu da kasti hareketinin kanıdı. Geçmiş Olsun!
 

RÜSTEM IRMAK

Acemi Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
14 Kas 2013
Mesajlar
2
Tepki puanı
1
Meslek
Uzman Adayı (C)
Ben şahsın eğitimini verdim, şahsa gerekli tüm KKD'leri verip tutanağı imzalattım ve bunları kullanması için gerekli otoriteyi sağladım. Fabrikada Risk değerlendirmesi yaptım. Mesleki eğitimler için Mesem ile ğörüşüp sözleşme imzaladım. Tespit ve öneri defterine tüm eksikleri yazdım ve iş verene imzalattım. Ama 2.derece asli kusurluyum. Kaldı ki şahıs bunu tazminat için yaptı ve şahitlerimizde vardır. Gözündeki tek kusur 0.25 miyop. Doktor raporuyla sabittir. O kusurda çapak çarpması ile değil normal bir göz bozukluğu. Sonuç ortada. Asla bu olayın peşini bırakmayacağım. Yargı adaleti sağlayamazsa kendi adaletimi kendim vereceğim.
 

Beril Çiftlik

Acemi Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
29 Ocak 2014
Mesajlar
4
Tepki puanı
3
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (C)
Benim ayrı bir sorum olacaktı. Belki konuyla alakalı değildir ama yinede ucundan yakalayabiliyorum diye düşünüyorum :) Normalde çalıştığım firma az tehlikeli bir firma. Ama şuanda bir çatı kapatma işlemimiz var ve sonuçta inşaat işi olduğu için tehlikeli bir iş yapılıyor. Yüksekte çalıştıklarından emniyet kemeri konusunda oldukça hasssas olmaya çalışıyorum fakat dün bir çalışan emniyet kemersiz çıkarak iş yapıyordu. Anında indirdim ve tutanak yazdım. Normalde (yanlış biliyorsam uyarın beni) iki tutanaktan sonra kişinin iş sözleşmesini tazminatsız olarak fesh edebiliyorum diye biliyorum. Fakat bir aralar bu kuralın kalktığına dair duyumlar aldım. Şuan da aykırı davranış için yazdığımız tutanaklarla ilgili ne gibi prosedür işleniyor ve bunun yazdığı bir yönetmelik var mıdır?
 

Sorgulayan Adam

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
30 Ara 2012
Mesajlar
161
Tepki puanı
233
Medeni hal
Belirtilmedi
Meslek
Uzman (A)
Beril Çiftlik.
Sohbet Yerinde konuya ilişkin bir soruya verdiğim yanıtı size faydalı olabileceği düşüncesi ile buraya alıntılıyorum.

-Sep 4, 2015 3:04 PM - aslıhan asil bozan: çalışanlar periyodik muayenelerini yaptırmamak hakkına sahip midirler?
-Sep 4, 2015 3:05 PM - aslıhan asil bozan: böyle bir durumla karsı karsıya kalındığında ne yapılmalıdır?
-Sep 4, 2015 3:05 PM - aslıhan asil bozan: yasal dayanak var mıdır?
...
-Sep 4, 2015 3:24 PM - Sorgulayan Adam: Yasal dayanağı da ben vereyim. 6331 sayılı Kanun. Çalışanların yükümlülükleri MADDE 19 – (1) Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür.
---
-Sep 4, 2015 3:32 PM - Sorgulayan Adam: Böyle bir durumla karşılaşıldığında; çalışana 6331 sayılı Kanun kapsamında yükümlülükleri yazılı olarak bildirilip, periyodik muayene yaptırmak istemediği imza altına alınmalıdır.(Farklı zamanlarda, birden fazla sayıda ve yazılı olarak) 6331 sayılı Yasa'nın çalışanlara bir yaptırımı olmadığı için 4857 sayılı İş Kanunu Madde 25, "İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı" dayanak gösterilerek çalışan işten çıkarılır.
-Sep 4, 2015 3:38 PM - Sorgulayan Adam: 6331 sayılı Yasa'yı hazırlayan harika bilim insanları çalışanların yükümlülüklerini yazmışlar. Fakat çalışanların bu yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde Yasa'da hiçbir yaptırım bulunmuyor. Yasa'da bir yükümlülük, bir yasak tanımlayıp müeyyidesini koymazsanız ne anlamı var? Örneğin, "Başkasının malını izinsiz almak suçtur." diye yasa yapın ama cezası olmasın. Kim umursar o yasa maddesini?:D
-Sep 4, 2015 4:15 PM - Sorgulayan Adam: İşin özü; bir çalışan 6331 sayılı Kanun kapsamındaki herhangi bir yükümlülüğünü yerine getirmediğinde ona 6331 sayılı Kanun kapsamında hiçbir yaptırım uygulayamazsınız. KKD kullanmayan bir çalışana işveren, toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde belirtilmemişse ücret kesme cezası dahi veremez. Eğitime katılmamak, makine koruyucusunu çıkarmak vb. aklınıza gelebilecek hiçbir konuda çalışana 6331 sayılı Kanun'a istinaden bir yaptırım uygulayamazsınız.
-Sep 4, 2015 4:15 PM - Sorgulayan Adam: Eğitim sırasında çalışanların hakları bölümünde bunları bu şekilde anlatmayın tabii.:) Tazminatsız işten çıkarılmalarına dayanak olarak 6331 sayılı Yasa'ya ihtiyaç olmadığını bilsinler. Aksi halde keyfi davranışlarının önüne geçemezsiniz.
-4 Eylül 2015 17:04 - uğur özdemirden: s.a e peki neye göre ceza kesicez
-4 Eylül 2015 17:05 - Sorgulayan Adam: Para cezası mı diyorsunuz?
-4 Eylül 2015 17:06 - uğur özdemirden: evet. ben taşeronlara kesiyorum
-4 Eylül 2015 17:07 - Sorgulayan Adam: Onun yolunu yukarıdaki mesajın içinde bir cümlemde yazmıştım. "KKD kullanmayan bir çalışana işveren, toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde belirtilmemişse ücret kesme cezası dahi veremez." Bunun kaynağı 4857 sayılı İş Kanunu'nun 38. maddesidir.
-4 Eylül 2015 17:11 - Sorgulayan Adam: Kanun'un o maddesine istinaden, iş sözleşmesinde iş sağlığı ve güvenliğine dair uygulanması gerekenleri ve uygulanmadığı zaman cezasını belirtirseniz ancak o zaman çalışana ücret kesme cezası verebilirsiniz.
-4 Eylül 2015 17:11 - Sorgulayan Adam: Ücret kesme cezası Madde 38 - İşveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez. İşçi ücretlerinden ceza olarak yapılacak kesintilerin işçiye derhal sebepleriyle beraber bildirilmesi gerekir. İşçi ücretlerinden bu yolda yapılacak kesintiler bir ayda iki gündelikten veya parça başına yahut yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde işçinin iki günlük kazancından fazla olamaz.
-4 Eylül 2015 17:12 - Sorgulayan Adam: Siz cezayı çalışana kesmiyorsunuz. Alt işveren sözleşmesinde yazılan şartlara uygunsuzluk olduğu için alt işveren firmaya kesiyorsunuz. Çalışana, söylediğim şartları sağlamadan ceza kesemezsiniz. Sizin ceza kestiğiniz alt işveren de bu cezayı çalışanlarına yansıtamaz. Yasa'da yazdığı üzere tek koşul, toplu sözleşme veya iş sözleşmesinde bu cezanın çalışana daha önce bildirilmiş olmasıdır.


Konuşmanın adresi: http://www.isgfrm.com/threads/sohbet-yeri-gunluk-arsiv.7616/page-558#post-236092
 

alix

Paylaşımcı Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
30 Ocak 2012
Mesajlar
249
Tepki puanı
158
Medeni hal
Bekar
Meslek
Uzman (A)
İşveren, İş güvenliğine aykırı davranıslarda çalışanı tazmınatsız olarak işten çıkarabilir. Bununla ilgili yargıtay içtihatları mevcut. Örneğin Emniyet kemerini takmayan isçiyi yargıtay haksız bulmustur.
 
Üst
!!! Reklam Engelleyici Tespit Edildi !!!

Reklam Engelleyici Kulladığınız Tespit Edildi !

Sitemiz geçimini reklam gelirlerinden kazanmaktadır. Bundan dolayı Ad Block gibi reklam engelleyicilerin kullanılmasına izin verilmemektedir. Anlayış göstererek bu site için reklam engelleyicinizi devredışı bıraktığınız için şimdiden teşekkür ederiz.

Devredışı bıraktım, siteyi gezmeye devam edebilirim.