Tartışma : Isg Eğitimleri Isg Profesyonelleri Için Mevzuattan Kaynaklanan Bir Yükümlülük Değil!

BaranS

Aktif Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
13 Ocak 2014
Mesajlar
70
Tepki puanı
61
Meslek
İşyeri Hekimi
İşveren İşyeri Hekimine ve İş Güvenliği Uzmanına İSG Eğitimlerini dayatamaz. Ne yazılı ne sözlü. (Birazdan anlatacağım)


İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimini, mevzuatta yazan "eğiticilerin Ek-1’deki eğitim programında yer alan konulara göre uzmanlık alanları dikkate alınarak belirlenmesi kaydıyla verilir." cümlesinde açıkça yazdığı üzere İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı birlikte verir.

Sadece İş Güvenliği Uzmanının tek başına verdiği eğitimler yasal olarak sakattır. Bu eğitimlere sertifika düzenlenemez. Sertifika ancak usulüne uygun verilen bir eğitim sonrası verilir. Uzmanlık alanları dikkate alınarak İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı tarafından birlikte, mevzuatta yazan sürelerde ve en az 4er saatlik dilimler halinde verilen, sonrasında ölçme ve değerlendirmesinin yapıldığı ( bireysel başarı >%70) ve belgelendiği (işçilerin sınav kağıtları delildir atmayın) eğitim usülüne göre yapılmış bir eğitimdir. 70'in altında puan alan işçiler tekrar eğitime tabii tutulurlar.


İşverenin yükümlülüğü bu eğitimi verdirmektir.
Peki Kime?

Mevzuatta bu eğitimi verebilecekler belirtilmiş. (Bakın verecekler belirtilmiş demiyorum) Yönetmelik de demiyor. Yönetmelik "Eğitimi verebilecek kişi ve kuruluşlar" diyor.

İşyeri ile İSG Katip üzerinden yaptığınız sözleşme veya OSGB'nin dışa görevlendirmesi ile eğitim verme yükümlülüğü altına girilmiyor. Mevzuatta işyeri ile yapılan sözleşme kapsamında eğitim verme yükümlülüğü yoktur.

Kanun koyucunun bunu bir yükümlülük haline getirmemesinin en bariz iki nedeni şunlardır:
1-Sözleşmeye konu saatler içinde bu eğitimleri yapmak mümkün değildir. ( Ayda 1 saat gitmek üzere anlaşma yaptığınız işyerine 4'er saatlik dilimlere bölünmüş 12 saatlik eğitimi veremezsiniz veya ayda 4 saat gitmek üzere sözleşme yaptığınız işyerine eğitim vermeye kalktığınızda mevzuattan kaynaklanan esas yükümlülüklerinizi yerine getiremezsiniz.) Hele bir de eğitim sonu sınavını geçemeyen işçilerin tekrar eğitimini ve işe yeni başlayanların eğitimini hesaba kattığınızda...
2-Eğitim vermek ayrı bir beceri - meziyet gerektirir ki herkesten bunu beklemek mümkün değildir.

O nedenledir ki kanun koyucu bunları öngörerek bu eğitimi işyerinin İş Sağlığı ve Güvenliği profesyonellerine yıkmamış; bu eğitimin "İşçi, işveren ve kamu görevlileri kuruluşları veya bu kuruluşlarca kurulan eğitim vakıfları ve ortaklaşa oluşturdukları eğitim merkezleri, üniversiteler, kamu kurumlarının eğitim birimleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile Bakanlıkça yetkilendirilmiş eğitim kurumları ve ortak sağlık ve güvenlik birimleri"nden de alınabileceğine hükmetmiştir.

O nedenledir ki "eski kurt" "üstat" "emekli iş müfettişi" A sınıfı sertifika sahibi İş Güvenliği Uzmanı meslektaşlarımızın bir kısmı ellerini Maden gibi İnşaat gibi Tersaneler gibi çok ağır taşların altına koymaktansa Eğitim Kurumları açmayı yeğlemişlerdir.

Sektöre yeni giren veya mevzuatı iyice idrak edememiş meslektaşlarımız da en başından işverenlere ballandıra ballandıra "risk analizinizi yapacağız, acil durum planını hazırlayacağız, eğitim vereceğiz, işe giriş/periyodik muayenelerini yapacağız" diye anlattıklarından bütün bunları yapmakla mükellef halde kara kara düşüne dursunlar.

Çoğunuzun bir abisi olarak bir öğüt vermek istiyorum:

İş sağlığı ve güvenliği sektörü bir kurt kapanı, bir cadı kazanı. Kulaktan dolma bilgiler, yanlış yönlendirmeler ve doğruyu söylemekten imtina edenler nedeniyle çoğumuz bu sektörden kayıp gidecek. Çoğumuzun sertifikası yanlış bildiğimiz doğrular nedeniyle askıya alınacak. Kimler kalacak peki? Gözünü dört açanlar, okuyup da okuduğunu anlayanlar, kulaktan dolma bilgilere rağbet etmeyenler.

"İSG eğitimlerini önemsiyorum"

Çünkü usulüne göre verilmiş eğitimler bu ülkede "birilerine rağmen" İSG kültürünün oluşmasında ana unsur. Eğitim slaytlarından "Çalışan Hakları" bölümlerini çıkarttırmaya çalışan bir sürü işverenle tanışacaksınız.

Eğitim "İSG kültürünü", Eğitimsizlik "Biat etme kültürü"nü getirir. UNUTMAYIN!
 

gökhan Timur

Çalışkan Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
12 Nis 2012
Mesajlar
110
Tepki puanı
60
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
İşveren İşyeri Hekimine ve İş Güvenliği Uzmanına İSG Eğitimlerini dayatamaz. Ne yazılı ne sözlü. (Birazdan anlatacağım)


İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimini, mevzuatta yazan "eğiticilerin Ek-1’deki eğitim programında yer alan konulara göre uzmanlık alanları dikkate alınarak belirlenmesi kaydıyla verilir." cümlesinde açıkça yazdığı üzere İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı birlikte verir.

Sadece İş Güvenliği Uzmanının tek başına verdiği eğitimler yasal olarak sakattır. Bu eğitimlere sertifika düzenlenemez. Sertifika ancak usulüne uygun verilen bir eğitim sonrası verilir. Uzmanlık alanları dikkate alınarak İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı tarafından birlikte, mevzuatta yazan sürelerde ve en az 4er saatlik dilimler halinde verilen, sonrasında ölçme ve değerlendirmesinin yapıldığı ( bireysel başarı >%70) ve belgelendiği (işçilerin sınav kağıtları delildir atmayın) eğitim usülüne göre yapılmış bir eğitimdir. 70'in altında puan alan işçiler tekrar eğitime tabii tutulurlar.


İşverenin yükümlülüğü bu eğitimi verdirmektir.
Peki Kime?

Mevzuatta bu eğitimi verebilecekler belirtilmiş. (Bakın verecekler belirtilmiş demiyorum) Yönetmelik de demiyor. Yönetmelik "Eğitimi verebilecek kişi ve kuruluşlar" diyor.

İşyeri ile İSG Katip üzerinden yaptığınız sözleşme veya OSGB'nin dışa görevlendirmesi ile eğitim verme yükümlülüğü altına girilmiyor. Mevzuatta işyeri ile yapılan sözleşme kapsamında eğitim verme yükümlülüğü yoktur.

Kanun koyucunun bunu bir yükümlülük haline getirmemesinin en bariz iki nedeni şunlardır:
1-Sözleşmeye konu saatler içinde bu eğitimleri yapmak mümkün değildir. ( Ayda 1 saat gitmek üzere anlaşma yaptığınız işyerine 4'er saatlik dilimlere bölünmüş 12 saatlik eğitimi veremezsiniz veya ayda 4 saat gitmek üzere sözleşme yaptığınız işyerine eğitim vermeye kalktığınızda mevzuattan kaynaklanan esas yükümlülüklerinizi yerine getiremezsiniz.) Hele bir de eğitim sonu sınavını geçemeyen işçilerin tekrar eğitimini ve işe yeni başlayanların eğitimini hesaba kattığınızda...
2-Eğitim vermek ayrı bir beceri - meziyet gerektirir ki herkesten bunu beklemek mümkün değildir.

O nedenledir ki kanun koyucu bunları öngörerek bu eğitimi işyerinin İş Sağlığı ve Güvenliği profesyonellerine yıkmamış; bu eğitimin "İşçi, işveren ve kamu görevlileri kuruluşları veya bu kuruluşlarca kurulan eğitim vakıfları ve ortaklaşa oluşturdukları eğitim merkezleri, üniversiteler, kamu kurumlarının eğitim birimleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile Bakanlıkça yetkilendirilmiş eğitim kurumları ve ortak sağlık ve güvenlik birimleri"nden de alınabileceğine hükmetmiştir.

O nedenledir ki "eski kurt" "üstat" "emekli iş müfettişi" A sınıfı sertifika sahibi İş Güvenliği Uzmanı meslektaşlarımızın bir kısmı ellerini Maden gibi İnşaat gibi Tersaneler gibi çok ağır taşların altına koymaktansa Eğitim Kurumları açmayı yeğlemişlerdir.

Sektöre yeni giren veya mevzuatı iyice idrak edememiş meslektaşlarımız da en başından işverenlere ballandıra ballandıra "risk analizinizi yapacağız, acil durum planını hazırlayacağız, eğitim vereceğiz, işe giriş/periyodik muayenelerini yapacağız" diye anlattıklarından bütün bunları yapmakla mükellef halde kara kara düşüne dursunlar.

Çoğunuzun bir abisi olarak bir öğüt vermek istiyorum:

İş sağlığı ve güvenliği sektörü bir kurt kapanı, bir cadı kazanı. Kulaktan dolma bilgiler, yanlış yönlendirmeler ve doğruyu söylemekten imtina edenler nedeniyle çoğumuz bu sektörden kayıp gidecek. Çoğumuzun sertifikası yanlış bildiğimiz doğrular nedeniyle askıya alınacak. Kimler kalacak peki? Gözünü dört açanlar, okuyup da okuduğunu anlayanlar, kulaktan dolma bilgilere rağbet etmeyenler.

"İSG eğitimlerini önemsiyorum"

Çünkü usulüne göre verilmiş eğitimler bu ülkede "birilerine rağmen" İSG kültürünün oluşmasında ana unsur. Eğitim slaytlarından "Çalışan Hakları" bölümlerini çıkarttırmaya çalışan bir sürü işverenle tanışacaksınız.

Eğitim "İSG kültürünü", Eğitimsizlik "Biat etme kültürü"nü getirir. UNUTMAYIN!


Üstat katılıyorum ama size bahsettiğim gibi dayatma psikolojik ve tehdit ile yapılan bir dayatma olacaktır.
Bilgi sadece okuyarak öğrenilen birşey değildir.Bizim mesleğimizde yorum kabiliyeti de önemlidir ve yorumlarken fikir almak çok önemli
 

CAKARTA

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
22 Ocak 2013
Mesajlar
36
Tepki puanı
25
Medeni hal
Evli
Meslek
Uzman (A)
İşveren İşyeri Hekimine ve İş Güvenliği Uzmanına İSG Eğitimlerini dayatamaz. Ne yazılı ne sözlü. (Birazdan anlatacağım)


İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimini, mevzuatta yazan "eğiticilerin Ek-1’deki eğitim programında yer alan konulara göre uzmanlık alanları dikkate alınarak belirlenmesi kaydıyla verilir." cümlesinde açıkça yazdığı üzere İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı birlikte verir.

Sadece İş Güvenliği Uzmanının tek başına verdiği eğitimler yasal olarak sakattır. Bu eğitimlere sertifika düzenlenemez. Sertifika ancak usulüne uygun verilen bir eğitim sonrası verilir. Uzmanlık alanları dikkate alınarak İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı tarafından birlikte, mevzuatta yazan sürelerde ve en az 4er saatlik dilimler halinde verilen, sonrasında ölçme ve değerlendirmesinin yapıldığı ( bireysel başarı >%70) ve belgelendiği (işçilerin sınav kağıtları delildir atmayın) eğitim usülüne göre yapılmış bir eğitimdir. 70'in altında puan alan işçiler tekrar eğitime tabii tutulurlar.


İşverenin yükümlülüğü bu eğitimi verdirmektir.
Peki Kime?

Mevzuatta bu eğitimi verebilecekler belirtilmiş. (Bakın verecekler belirtilmiş demiyorum) Yönetmelik de demiyor. Yönetmelik "Eğitimi verebilecek kişi ve kuruluşlar" diyor.

İşyeri ile İSG Katip üzerinden yaptığınız sözleşme veya OSGB'nin dışa görevlendirmesi ile eğitim verme yükümlülüğü altına girilmiyor. Mevzuatta işyeri ile yapılan sözleşme kapsamında eğitim verme yükümlülüğü yoktur.

Kanun koyucunun bunu bir yükümlülük haline getirmemesinin en bariz iki nedeni şunlardır:
1-Sözleşmeye konu saatler içinde bu eğitimleri yapmak mümkün değildir. ( Ayda 1 saat gitmek üzere anlaşma yaptığınız işyerine 4'er saatlik dilimlere bölünmüş 12 saatlik eğitimi veremezsiniz veya ayda 4 saat gitmek üzere sözleşme yaptığınız işyerine eğitim vermeye kalktığınızda mevzuattan kaynaklanan esas yükümlülüklerinizi yerine getiremezsiniz.) Hele bir de eğitim sonu sınavını geçemeyen işçilerin tekrar eğitimini ve işe yeni başlayanların eğitimini hesaba kattığınızda...
2-Eğitim vermek ayrı bir beceri - meziyet gerektirir ki herkesten bunu beklemek mümkün değildir.

O nedenledir ki kanun koyucu bunları öngörerek bu eğitimi işyerinin İş Sağlığı ve Güvenliği profesyonellerine yıkmamış; bu eğitimin "İşçi, işveren ve kamu görevlileri kuruluşları veya bu kuruluşlarca kurulan eğitim vakıfları ve ortaklaşa oluşturdukları eğitim merkezleri, üniversiteler, kamu kurumlarının eğitim birimleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile Bakanlıkça yetkilendirilmiş eğitim kurumları ve ortak sağlık ve güvenlik birimleri"nden de alınabileceğine hükmetmiştir.

O nedenledir ki "eski kurt" "üstat" "emekli iş müfettişi" A sınıfı sertifika sahibi İş Güvenliği Uzmanı meslektaşlarımızın bir kısmı ellerini Maden gibi İnşaat gibi Tersaneler gibi çok ağır taşların altına koymaktansa Eğitim Kurumları açmayı yeğlemişlerdir.

Sektöre yeni giren veya mevzuatı iyice idrak edememiş meslektaşlarımız da en başından işverenlere ballandıra ballandıra "risk analizinizi yapacağız, acil durum planını hazırlayacağız, eğitim vereceğiz, işe giriş/periyodik muayenelerini yapacağız" diye anlattıklarından bütün bunları yapmakla mükellef halde kara kara düşüne dursunlar.

Çoğunuzun bir abisi olarak bir öğüt vermek istiyorum:

İş sağlığı ve güvenliği sektörü bir kurt kapanı, bir cadı kazanı. Kulaktan dolma bilgiler, yanlış yönlendirmeler ve doğruyu söylemekten imtina edenler nedeniyle çoğumuz bu sektörden kayıp gidecek. Çoğumuzun sertifikası yanlış bildiğimiz doğrular nedeniyle askıya alınacak. Kimler kalacak peki? Gözünü dört açanlar, okuyup da okuduğunu anlayanlar, kulaktan dolma bilgilere rağbet etmeyenler.

"İSG eğitimlerini önemsiyorum"

Çünkü usulüne göre verilmiş eğitimler bu ülkede "birilerine rağmen" İSG kültürünün oluşmasında ana unsur. Eğitim slaytlarından "Çalışan Hakları" bölümlerini çıkarttırmaya çalışan bir sürü işverenle tanışacaksınız.

Eğitim "İSG kültürünü", Eğitimsizlik "Biat etme kültürü"nü getirir. UNUTMAYIN!
Baran bey düşüncelerinize aynen katılıyorum.Bu işi ciddiye alanlarla almayan arkadaşların farkını yakın zamanlarda görmeye başlayacağız..
 

Neşe Yazıcı

Üye
TÜİSAG Üyesi
Katılım
21 Şub 2014
Mesajlar
40
Tepki puanı
35
Medeni hal
Belirtilmedi
Meslek
Uzman (A)
İşveren İşyeri Hekimine ve İş Güvenliği Uzmanına İSG Eğitimlerini dayatamaz. Ne yazılı ne sözlü. (Birazdan anlatacağım)


İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimini, mevzuatta yazan "eğiticilerin Ek-1’deki eğitim programında yer alan konulara göre uzmanlık alanları dikkate alınarak belirlenmesi kaydıyla verilir." cümlesinde açıkça yazdığı üzere İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı birlikte verir.

Sadece İş Güvenliği Uzmanının tek başına verdiği eğitimler yasal olarak sakattır. Bu eğitimlere sertifika düzenlenemez. Sertifika ancak usulüne uygun verilen bir eğitim sonrası verilir. Uzmanlık alanları dikkate alınarak İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı tarafından birlikte, mevzuatta yazan sürelerde ve en az 4er saatlik dilimler halinde verilen, sonrasında ölçme ve değerlendirmesinin yapıldığı ( bireysel başarı >%70) ve belgelendiği (işçilerin sınav kağıtları delildir atmayın) eğitim usülüne göre yapılmış bir eğitimdir. 70'in altında puan alan işçiler tekrar eğitime tabii tutulurlar.


İşverenin yükümlülüğü bu eğitimi verdirmektir.
Peki Kime?

Mevzuatta bu eğitimi verebilecekler belirtilmiş. (Bakın verecekler belirtilmiş demiyorum) Yönetmelik de demiyor. Yönetmelik "Eğitimi verebilecek kişi ve kuruluşlar" diyor.

İşyeri ile İSG Katip üzerinden yaptığınız sözleşme veya OSGB'nin dışa görevlendirmesi ile eğitim verme yükümlülüğü altına girilmiyor. Mevzuatta işyeri ile yapılan sözleşme kapsamında eğitim verme yükümlülüğü yoktur.

Kanun koyucunun bunu bir yükümlülük haline getirmemesinin en bariz iki nedeni şunlardır:
1-Sözleşmeye konu saatler içinde bu eğitimleri yapmak mümkün değildir. ( Ayda 1 saat gitmek üzere anlaşma yaptığınız işyerine 4'er saatlik dilimlere bölünmüş 12 saatlik eğitimi veremezsiniz veya ayda 4 saat gitmek üzere sözleşme yaptığınız işyerine eğitim vermeye kalktığınızda mevzuattan kaynaklanan esas yükümlülüklerinizi yerine getiremezsiniz.) Hele bir de eğitim sonu sınavını geçemeyen işçilerin tekrar eğitimini ve işe yeni başlayanların eğitimini hesaba kattığınızda...
2-Eğitim vermek ayrı bir beceri - meziyet gerektirir ki herkesten bunu beklemek mümkün değildir.

O nedenledir ki kanun koyucu bunları öngörerek bu eğitimi işyerinin İş Sağlığı ve Güvenliği profesyonellerine yıkmamış; bu eğitimin "İşçi, işveren ve kamu görevlileri kuruluşları veya bu kuruluşlarca kurulan eğitim vakıfları ve ortaklaşa oluşturdukları eğitim merkezleri, üniversiteler, kamu kurumlarının eğitim birimleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile Bakanlıkça yetkilendirilmiş eğitim kurumları ve ortak sağlık ve güvenlik birimleri"nden de alınabileceğine hükmetmiştir.

O nedenledir ki "eski kurt" "üstat" "emekli iş müfettişi" A sınıfı sertifika sahibi İş Güvenliği Uzmanı meslektaşlarımızın bir kısmı ellerini Maden gibi İnşaat gibi Tersaneler gibi çok ağır taşların altına koymaktansa Eğitim Kurumları açmayı yeğlemişlerdir.

Sektöre yeni giren veya mevzuatı iyice idrak edememiş meslektaşlarımız da en başından işverenlere ballandıra ballandıra "risk analizinizi yapacağız, acil durum planını hazırlayacağız, eğitim vereceğiz, işe giriş/periyodik muayenelerini yapacağız" diye anlattıklarından bütün bunları yapmakla mükellef halde kara kara düşüne dursunlar.

Çoğunuzun bir abisi olarak bir öğüt vermek istiyorum:

İş sağlığı ve güvenliği sektörü bir kurt kapanı, bir cadı kazanı. Kulaktan dolma bilgiler, yanlış yönlendirmeler ve doğruyu söylemekten imtina edenler nedeniyle çoğumuz bu sektörden kayıp gidecek. Çoğumuzun sertifikası yanlış bildiğimiz doğrular nedeniyle askıya alınacak. Kimler kalacak peki? Gözünü dört açanlar, okuyup da okuduğunu anlayanlar, kulaktan dolma bilgilere rağbet etmeyenler.

"İSG eğitimlerini önemsiyorum"

Çünkü usulüne göre verilmiş eğitimler bu ülkede "birilerine rağmen" İSG kültürünün oluşmasında ana unsur. Eğitim slaytlarından "Çalışan Hakları" bölümlerini çıkarttırmaya çalışan bir sürü işverenle tanışacaksınız.

Eğitim "İSG kültürünü", Eğitimsizlik "Biat etme kültürü"nü getirir. UNUTMAYIN!

Baran Bey,öncelikle paylaşımınız için teşekkür ediyorum.Ben 20 Yıllık eğitimciyim,kısmetse kurumumda çalışan 150 personele bu eğitimleri
4'er saatlik dilimler halinde vereceğim.Prosedürleri bekliyorum şimdilik.Ama bu süreçte eğitimler için kafa yormaktayım.Dün iş kazalarına ait görüntüleri izlerken hem kızdım,hem üzüldüm, hem güldüm.Sonra şu sonuca vardım.Eğitimleri vermeden önce bu görüntüleri izleteyim,dikkat çekmek önemlidir eğitimde...Dikkat çektiğinizde; yüzyüze eğitimin ilk ayağını tamamlamış oluyorsunuz.Sonrası geliyor.En azından biz eğitimciler için kolay.Ama itiraf edeyim ki eğitimci olarak tecrübeli olmak bile İSG eğitimlerini amacına uygun şekilde verebilecek miyim kaygısı yaşamama engel olmuyor.Eğitimleri önemsemek gerekiyor.İSG kültürünü çalışma hayatına katılan tüm emekçilere yaymanın yolu eğitimlerden geçiyor.İşyeri hekimi arkadaşla birlikte iyi bir sonuç alacağımıza inanıyorum bu eğitimlerden.
 
Üst
!!! Reklam Engelleyici Tespit Edildi !!!

Reklam Engelleyici Kulladığınız Tespit Edildi !

Sitemiz geçimini reklam gelirlerinden kazanmaktadır. Bundan dolayı Ad Block gibi reklam engelleyicilerin kullanılmasına izin verilmemektedir. Anlayış göstererek bu site için reklam engelleyicinizi devredışı bıraktığınız için şimdiden teşekkür ederiz.

Devredışı bıraktım, siteyi gezmeye devam edebilirim.