Kemal Bey merhaba,
Bakanlığın özellikle 50 kişi altı işletmeler için işverenlere İş Güvenliği Uzmanı belgesi aldırmak olduğunu hemen her ilgili mevzuat yayınlarından anlaşılıyor. Maddelerde bunu öyle dile getirmişler ki, sanki teşvik edercesine. Bakanlık İş Güvenliği Uzmanlığı konusunda isteği dışında bir rant oluşma ihtimalinden rahatsız olduğunu alenen dile getirmektedir. Hatta kendi maaşlarına bakmaksızın iş güvenliği uzmanının maaşlarını sanki 10.000'lerdeymiş gibi açıklamalar yapıp, kafalarına göre mevzuata madde koyup, çıkarmakla meşguller bir süredir. Tabii, kendilerinin mühendisten, uzmandan çok, işveren menfaat arkadaşı olursa elbette işverenin değirmen suyunda bu mevzuatı yapacaklardır. Bu ülkede iki üç işverenin lafına göre B sınıfı çok para istiyor denip 2 günde yönetmelik değiştirilmiştir. Çevremde duyuyorum, biliyorum iş arayan B sınıfı birçok uzman da var. İş güvenliği elemanı şeklinde ilanlar yayınlanıyor.. Ne tuhaftır ki bu ilanı yayınlayanlar da uzman geçinen kimseler. Lafa bakın, "Eleman".. İş Güvenliği'nde daha şimdiden gelinen nokta budur.
Apartman, kuaför, terzi, bulaşıkhane.. Bakanlık "aman haa, iş güvenliği uzmanları gelir elde etmesin" derdinden neredeyse kendisi kopyala yapıştır risk değerlendirmelerini dağıtacak duruma gelmiştir. Yönetmelikte ekiplerin kimlerden oluşacağını yazmışlar. Destek elemanıymış, işçi temsilcisiymiş.. Bunları geçtim. İş yeri hekimine gelelim. Bakanlığın İş Yeri hekimliği eğitimlerinde risk değerlendirme yönetimi konusu müfredatlarında var ama iş yeri hekimleri risk analizi yapabiliyor mu, Kinney metodunu, L tipi matrisi, JSA'yı uygulayabiliyorlar mı? E peki kim yapacak? Kim anlatacak ekibe. Uzman diye düşünüyorsunuz ama değil, işveren veya işveren vekili.
Bakanlık işverenlere diyor ki, sen al sertifikayı, sen almazsan vekiline aldır. Çok mu yoğunsunuz, o zaman iş güvenliği uzmanını şu kadar saatten kirala diyor, tut diyor. Bir şey olursa da uzman zan altına girer diyor yazmadıysa deftere, yazsa da sen imza atmazsın olur biter diyor, ben kanuna bakanlığa bildirsin diye ekledim ama bakma zaten gelip seni bana şikayet de edemez diyor. Sayın işverenim, vekilim diyor, ama 50 kişiden az ise, çok da riskli değilse boşver, sen al belgeni diyor. Eskiden padişahım çok yaşa vardı, şimdi işverenim çok yaşa var. İşveren olmadan çark döner mi, bunu fark ettiler. Rant varsa da kendi işlerine göre uyguluyorlar, yakında kendilerine yakın olan büyük medikal merkezler OSGB'ler açacak. O zaman göreceksiniz asıl rant neymiş. Yönetmelikler bir yana, 6331 kendi içinde çelişkilerle dolu. İSGB olduğunda hekim ve uzman, işveren vekili kanuna göre işveren sayılıyor. OSGB olunca taşeron elemanı sayılıyor. Anayasaya bile aykırı bu, öyle şey mi olur. Çok büyük şirketler var bu ülkede, ülkenin mevzuatından çok daha iyi prosedürlerine haiz iken bunları bir kenara bırakıp, bu OSGB'ler ile çalışmak zorunda kalacaklar. Bir de 6331'de 6. ve 7. maddeler var sonradan devreye girecek ? Nedeni ne? Kimse sormuyor. Oysa içindeki bugün uygulanması gereken acil durum planları, periyodik sağlık kontrollerini, eğitimleri bunlar nolcak? Kim yapcak, koordine edecek? İdari işlerin, insan kaynaklarının görev tanımlarına bunlar serpiştirilecek akıllarınca, böyle kolay.
Yıl 2012 6331 Sayılı kanuna bir bakın, Yıl 1973 İş Güvenliği Tüzüğüne bir bakın. Sonra ağızda laf, bakanlık gerekli çalışmaları yapıyor. Bakanlık yüksekte çalışmanın neyini biliyor, kapalı alanının neyini biliyor? Kanun yönetmelikleri doğurur, evet, sadece bir kanun olarak düşünülmemeli, evet. Kanun çıkalı 10 ay oldu, ele alınan konular kimin ne yapacağı, nasıl yapacağı değil. Daha önce de söyledim, her iş prosedürüne detaylı birer yönetmelik yayınlanmalıdır ve bu yönetmelikler kanunlarla, pratikle tutarlı olmalıdır. Bir olay olunca müfettişleri salmaktan başka ne yapılıyor bu bakanlıkta. 10 aydan beri yayınlanan yönetmeliklere bakın, hikaye. Hem öncelikli proaktif önlemler alınsın, hiyerarşi uygulansın istensin. İyi de sen daha yüksekte çalışmayı tarif edememişsin doğru düzgün, sonra uzman çok para istiyor, yönetmeliğe ek madde ekleyelim. O da güzel tabi. Kurul yönetmeliği, rd yönetmeliği, sorumluluklar, tehlike sınıfları tebliği, hizmet yönetmeliği vesaire. 10 ayda bunlar mı çıktı? Bugün bir fabrikaya işe başlayın, genel müdür HSE Plan hazırla dediğinde 1 haftaya masasına koymalısınız.
Tüm bunlar bir yana, yönetmelikte istenilen ekiple beraber risk değerlendirilmenin iş yerinde uygulanması doğru bir uygulama ancak tüm bu bahsettiklerimle beraber sadece bir ışık kırıntısıdır. Bu yönetmelik içinde de çelişkiler yok mudur? Daha detaylı ve doğru bir risk değerlendirme yönetmeliği olamaz mıydı? Bu konularda da ilerleyen günlerde sizlerle fikir alışverişinde bulunmaktan memnuniyet duyarım.
Saygılarımla.