R
Recep GÜLER
Guest
Sağlıkçıların Sağlığı Hepimizin Sağlığı
40 yıllık meslek yaşamının son 20 yılını hastanede geçiren uzman doktor, yaş haddiyle emekli olduğu gün meslektaşları uğurlama partisi hazırlarlar. Mesleğinin son gününde 65 yaşındaki doktora 60 hasta randevusu verip, hiç kimsenin randevularını aksatmaması uyarısı yapılınca uğurlama partisi iptal edilir. Mesleğinin son gününü sorunsuz tamamlamak ve ardından söz ettirmemek için, doktor 60 hastayı muayene edip sessizce evinin yolunu tutar. Emekli olan doktor birkaç hafta sonra hastalanır ve emekli olduğu hastanenin acil sevisine getirilir, ancak yoğunluk nedeniyle yatışı yapılmaz. Acil serviste yatan meslektaşı için yatak bulamayan başka hastanelerle bağlantıya geçmek zorunda kalan anestezi doktoru, (tendürd)iyot şişesini eline alır “20 yıllık hizmet verdiği hastanesinde doktoruna yatak bulamıyorsa hep birlikte kına yakalım arkadaşlar” der, ellerini iyot ile boyar ve meslektaşını başka hastaneye uğurlar. “İyot hareketi” kısa sürede tüm hastaneye yayılır ve sessiz bir protestoya dönüşür. “İyot gibi açığa çıkıp boylarının ölçüsünü alacaklar” diyenlerin aksine “iyot hareketi” daha fazla taraftar toplar ve idareyi rahatsız eder. İdare, birimlerin yemeğe çıkış saatlerini değiştirerek herkesin bir arada olmasını engellemeye çalışır ve iyot yerine başka maddeler kullanılması zorunlu tutarken, hekimler eczaneden aldıkları iyot ile eylemlerine devam ederler. Muayene yaparlarken ve iş dışında da ellerine kına görüntüsü veren iyot damlatırlar, soranlara da doktorluğu tezgahtarlığa dönüştürenlere nazire olsun diye kına yaktıklarını anlatmaya başlayınca, olay basına yansır (Mehmet Uhri, Hekim Forum, Sayı:189, 2011).
G(ö)revdeyiz
12 yıl önce olan “iyot hareketi” süreç içinde mesleki bağımsızlık ve özgürleşme hareketine dönüşür. Geçen hafta olduğu gibi her 14 Mart Tıp Bayramı’nda sağlık çalışanları “G(ö)revdeyiz” dediler. 2003’den beri uygulanan sağlıkta dönüşüm programı, performans uygulamaları, kamu sağlık alanının dönüşümü, özel sağlık alanına kaynak aktarılmasını, taşeronlaştırmanın sonlandırılmasını ve iş güvencesi, gelir güvencesi, can güvencesi, mesleki bağımsızlık ve de yurttaşlar açısından da katkı katılım paylarının kaldırılmasını en yüksek sesle duyurmak istediler.
Özgürlük, barış ve demokrasi yoksa
Yaklaşık 20 bin doktor asistanın ülkenin dört bir yanında, sağlık politikaları nedeniyle ortaya çıkan sorunları ve sağlık iş yükünü omuzlarında taşıyorlar. Her durumda her fırsatta doktor asistanlar da ücretsiz, ulaşabilir sağlık ve daha iyi iş koşulları için mücadeleyi sürdüreceklerini söylediler. Sağlık çalışanlarının amansız mücadelesinin hedefi ise iyi hizmet yapabilmek… Ancak özgürlük, barış, demokrasi yoksa sağlıktan da bahsedilemeyeceğini, kararlılıkla ve eylemlikle ifade ettiler…
Tıp haftasının son günü olan 16 Mart’a tüm sağlık çalışanları her yıl yaptıkları gibi etkinliği İstiklal Caddesinde yürüyüş sonrasında Taksim Atatürk Anıtı önüne çelenk bırakmak olunca, kortejin önüne polis barikatı çıkar ve Taksim’e çıkılmasına izin verilmez. Oradan geçen bir yurttaş ise can hıraç şekilde “Bunlar beni tedavi ediyor; siz hasta ediyorsunuz bu milleti” diye haykırır. Özgürlük, barış, demokrasi yoksa hepimizin sağlığından nasıl bahsedebiliriz ki…
Hepimiz İçin Söz: Son günlerde Karşı Gazetesi ile ilgili tartışmalara tanıklık ettik. Gazete, gerçek haber alma ve yayma bağımsızlığını sürdürdükçe ve emeğin sesi, sözü olan bu köşe; baskı ve sansüre maruz kalmadıkça, devam edecektir. Aksi halde, gönüllü katkısı ile sürdürülen Hepimizin Hikâyesi köşesi evimize gelerek değil, kamusal alanda sözüne devam edecektir.
Kaynak: http://www.guvenlicalisma.org/index...r-muftuoglu&catid=151:yazar-arsivi&Itemid=216
40 yıllık meslek yaşamının son 20 yılını hastanede geçiren uzman doktor, yaş haddiyle emekli olduğu gün meslektaşları uğurlama partisi hazırlarlar. Mesleğinin son gününde 65 yaşındaki doktora 60 hasta randevusu verip, hiç kimsenin randevularını aksatmaması uyarısı yapılınca uğurlama partisi iptal edilir. Mesleğinin son gününü sorunsuz tamamlamak ve ardından söz ettirmemek için, doktor 60 hastayı muayene edip sessizce evinin yolunu tutar. Emekli olan doktor birkaç hafta sonra hastalanır ve emekli olduğu hastanenin acil sevisine getirilir, ancak yoğunluk nedeniyle yatışı yapılmaz. Acil serviste yatan meslektaşı için yatak bulamayan başka hastanelerle bağlantıya geçmek zorunda kalan anestezi doktoru, (tendürd)iyot şişesini eline alır “20 yıllık hizmet verdiği hastanesinde doktoruna yatak bulamıyorsa hep birlikte kına yakalım arkadaşlar” der, ellerini iyot ile boyar ve meslektaşını başka hastaneye uğurlar. “İyot hareketi” kısa sürede tüm hastaneye yayılır ve sessiz bir protestoya dönüşür. “İyot gibi açığa çıkıp boylarının ölçüsünü alacaklar” diyenlerin aksine “iyot hareketi” daha fazla taraftar toplar ve idareyi rahatsız eder. İdare, birimlerin yemeğe çıkış saatlerini değiştirerek herkesin bir arada olmasını engellemeye çalışır ve iyot yerine başka maddeler kullanılması zorunlu tutarken, hekimler eczaneden aldıkları iyot ile eylemlerine devam ederler. Muayene yaparlarken ve iş dışında da ellerine kına görüntüsü veren iyot damlatırlar, soranlara da doktorluğu tezgahtarlığa dönüştürenlere nazire olsun diye kına yaktıklarını anlatmaya başlayınca, olay basına yansır (Mehmet Uhri, Hekim Forum, Sayı:189, 2011).
G(ö)revdeyiz
12 yıl önce olan “iyot hareketi” süreç içinde mesleki bağımsızlık ve özgürleşme hareketine dönüşür. Geçen hafta olduğu gibi her 14 Mart Tıp Bayramı’nda sağlık çalışanları “G(ö)revdeyiz” dediler. 2003’den beri uygulanan sağlıkta dönüşüm programı, performans uygulamaları, kamu sağlık alanının dönüşümü, özel sağlık alanına kaynak aktarılmasını, taşeronlaştırmanın sonlandırılmasını ve iş güvencesi, gelir güvencesi, can güvencesi, mesleki bağımsızlık ve de yurttaşlar açısından da katkı katılım paylarının kaldırılmasını en yüksek sesle duyurmak istediler.
Özgürlük, barış ve demokrasi yoksa
Yaklaşık 20 bin doktor asistanın ülkenin dört bir yanında, sağlık politikaları nedeniyle ortaya çıkan sorunları ve sağlık iş yükünü omuzlarında taşıyorlar. Her durumda her fırsatta doktor asistanlar da ücretsiz, ulaşabilir sağlık ve daha iyi iş koşulları için mücadeleyi sürdüreceklerini söylediler. Sağlık çalışanlarının amansız mücadelesinin hedefi ise iyi hizmet yapabilmek… Ancak özgürlük, barış, demokrasi yoksa sağlıktan da bahsedilemeyeceğini, kararlılıkla ve eylemlikle ifade ettiler…
Tıp haftasının son günü olan 16 Mart’a tüm sağlık çalışanları her yıl yaptıkları gibi etkinliği İstiklal Caddesinde yürüyüş sonrasında Taksim Atatürk Anıtı önüne çelenk bırakmak olunca, kortejin önüne polis barikatı çıkar ve Taksim’e çıkılmasına izin verilmez. Oradan geçen bir yurttaş ise can hıraç şekilde “Bunlar beni tedavi ediyor; siz hasta ediyorsunuz bu milleti” diye haykırır. Özgürlük, barış, demokrasi yoksa hepimizin sağlığından nasıl bahsedebiliriz ki…
Hepimiz İçin Söz: Son günlerde Karşı Gazetesi ile ilgili tartışmalara tanıklık ettik. Gazete, gerçek haber alma ve yayma bağımsızlığını sürdürdükçe ve emeğin sesi, sözü olan bu köşe; baskı ve sansüre maruz kalmadıkça, devam edecektir. Aksi halde, gönüllü katkısı ile sürdürülen Hepimizin Hikâyesi köşesi evimize gelerek değil, kamusal alanda sözüne devam edecektir.
Kaynak: http://www.guvenlicalisma.org/index...r-muftuoglu&catid=151:yazar-arsivi&Itemid=216
Ekli dosyalar
-
4.jpg
Moderatör tarafında düzenlendi: