Bu konuyla ilgili Yargıtay'ın 1475 sayılı İş Kanunu`nun 17/2-d ve 4857 25.maddesine göre verdiği kararları var. Yargıtay bu durumu işçinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olarak görmüş. İşçi, işverenin onayı veya haberi olmadan hafta tatilinde, yıllık izinde veya raporluyken başka bir işte çalışırsa ; Yargıtayın işçi aleyhinde verdiği başka kararlarda var. Hukuken işçi böyle durumlarda haksız durumda görünüyor. Ama Türkiye'nin şartları'da insanları ikinci bir iş arayışına itiyor. İhtiyacı yoksa kim izinlerinde çalışmak istesin ki ? Tabi bu durum tam zamanlı çalışanlar için geçerli.
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/5032
K. 1998/6738
T. 16.4.1998
• HAKLI NEDENLE FESİH ( İşçinin İşverenin İzni Olmadan Başka İşyerinde Çalıştığının Belirlenmesi )
• BAŞKA BİR İŞYERİNDE ÇALIŞMA ( İşverene Haklı Nedenle Fesih İmkanı Vermesi )
• AKTİN FESHİ ( İşverenin Haklı Bir Nedene Dayanması )
1475/m.13,14,17
ÖZET : Davacı işçinin davalı işverenin izin ve haberi olmadan bir başka işyerinde çalıştığı belirlendiğinden, davacının kıdem ve ihbar tazminatı istemi reddedilmelidir.
DAVA : Davacı, ihbar, kıdem tazminatıyla, fazla çalışma ve izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, iş sözleşmesinin davalı işverence tek taraflı olarak feshedildiğinden bahisle ihbar ve kıdem tazminatı istemiştir.
Mahkeme davacı lehine ihbar ve kıdem tazminatına hükmetmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere ve özellikle yargılama sırasında dinlenen davalı tanıklarının anlatımlarına göre davacının davalı işverenin izin ve haberi olmadan bir başka işyerinde çalıştığı belirlenmiş bulunmaktadır. Keza dosya içinde bulunan davacıya ait kartvizitte davacının adı geçmekte "... Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi" ifadesi yer almaktadır. Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere davacının bir başka işyerinde çalıştığı gözlenmektedir. Davacının bu davranışı 1475 sayılı İş Kanunu`nun 17/2-d maddesindeki doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış kapsamına girmektedir. Durum böyle olunca iş akdi davalı işverence haklı olarak feshedilmiş bulunmaktadır. O halde davacı ihbar ve kıdem tazminatını hak etmediği halde mahkemece hüküm altına alınması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, 16.4.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/42769
Karar: 2010/38188
Karar Tarihi: 16.12.2010
İŞÇİ ALACAKLARI DAVASI - DAVACININ İŞ SÖZLEŞMESİNİN RAPORLU OLDUĞU GÜN BAŞKA BİR İŞTE ÇALIŞTIĞI ÖNE SÜRÜLEREK FESHİ - TANIKLARIN DAVACI İLE AYNI BİRİMDE ÇALIŞIP ÇALIŞMADIKLARININ SORULMAMASI - DAVACI TANIKLARININ YENİDEN DİNLENMESİ GEREĞİ
ÖZET: Davacı tanığı davalı işyerinde 15.12.2005-1.3.2006 tarihleri arasında çalışmıştır. Diğer davacı tanığı ise hangi tarihler arasında çalıştığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Ayrıca tanıkların davacı ile aynı birimde çalışıp çalışmadıkları kendilerine sorulmamıştır. Bu durumda davacı tanıkları yeniden dinlenilerek davacı ile hangi sürelerde çalıştıkları ayrıca davalı işyerinde hangi birimlerde çalıştıkları sorularak davacı ile birlikte çalıştıkları süreler tespit edilerek bu süreler ile bağlı kalınmak suretiyle davacının fazla çalışma ve hafta tatili alacağı konusunda bir değerlendirme yapılarak karar verilmelidir.
(4857 S. K. m. 17, 25, 41, 46, 47, 68, 69) (1475 S. K. m. 14) (2547 S. K. m. 56) (492 S. K. m. 13) (9.HD 28.04.2005 T. 2004/24398 E. 2005/14779 K.)
Dava: Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ve hafta tatili ücretleri alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi A.G. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, iş sözleşmesinin işveren tarafından raporlu olduğu gün başka bir işte çalıştığı öne sürülerek haksız olarak feshedildiğini bildirerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ve hafta tatili ücretleri alacakları talebinde bulunmuştur.
Davalı, davacının iş sözleşmesinin raporlu olduğu gün başka bir işte çalıştığı tespit edildiği için İş Kanununun 25/2-e maddesi uyarınca süresi içinde haklı nedenle feshedildiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece istekler kısmen hüküm altına alınmıştır.
Hüküm davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
1- İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Somut olayda; Davacı işçinin raporlu olduğu 21.8.2007 tarihinde başka bir işyerinde çalıştığı sabittir. Bu durum işçinin doğruluk ve bağlılık yükümlülüğüne aykırılık teşkil eder. Davacının iş sözleşmesi davalı işveren tarafından haklı olarak feshedilmiştir. Davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.