Öncelikle adının önlisans - lisans olduğuna bakmadan İSG Uzmanlarının mühendis bakış açısıyla yoğrulması gerekiyor. Mühendislik bakış açısı eksiğiyle ileriye gidilemez, sahada uygulamada eksik ve açıklar çok olur. İSG Mühendisliği diye bir bölüm olmalı mühendislik fakültelerinde ve de tüm mühendisliklerde olduğu gibi temel mühendislik derslerini ortak almalılar.
Bu konu çok tartışmalı. 6331 sayılı yasanının yayınlandığı günden beri tartışılıyor.
Birinci konu : Bir hocamıza yardımcı olmak maksadı ile İSG Mühendisliği eğitimi hakkında geçmiş zaman içinde bayağı detaylı bir çalışma yapmıştım. Amerika, İngiltere, Almanya (İSG konusunda yabana atmayın) ve Rusya İSG eğitim sistemlerini ve İSG Mühendisliği ve eğitiminin olup olmadığını araştırmıştım hatta bir makale bile hazırlamıştık (Araştırma dokümanlarım halen durur, isteyene yollayabilirim). Özetle, o araştırma esnasında sadece Amerika'da bir üniversitede mühendislik yüksek lisans programı olarak HSE Engineering vardı. Biz bu çalışmayı yaptık ve hocamız tarafından oluşturulan bir ekip bunun sunumunu ilgili resmi makama yaptı. Sonuç? Bazı yerleşik şeyleri zorlamamak lazım. Daha özetle İSG'nin tam olarak hangi eğitim klasmanına konulacağı dünya da bile henüz kararlaştırılmış değil.
Bu konuya bir güncel bilgi ekleyeyim. Kanunun yayınlandığı tarihten itibaren bir çok üniversitede İSG bölüm başkanları mühendis ve en az doktor öğretim üyesidir. En son bu pozisyonda olan hocalarımıza İSG doçentliğinin verilmesi ile ilgili yine bir girişim yapıldı. Fakat, yukarıda da dediğim gibi, bazı yerleşik şeyleri zorlamamak lazım.
İkinci Konu: İSG
multidisipliner bir çalışma alanı. Örgün ya da AÖF üzerinden ön lisans ve/veya lisans mezunu bir İSG uzmanı, bir mühendis kadar olmasa bile, temel mühendislik bilgilerini (Mukavement, Termodinamik, Matematik, Kimya vb.) öğrenmeli. Mmm! bu dersler ne kadar verilir, ne kadarı işe yarar bu da ayrı bir tartışma konusu. Ancak, bir iş güvenliği uzmanı hesap kitap bilmeden yük kaldırma işi, iskele işi, kazı işi, elektrik, basınçlı ekipmanlar işleri vb. ile ilgili ne risk değerlendirmesi yapabilirsiniz ne de gözetim yapabilir. Fakat, bir mühendisin de sağlık, hijyen, meslek hastalıkları, çalışma sosyolojisi, temel psikoloji vb. dersleri okulda okurken alması gerek, diye düşünüyorum.
hemde asil bolumu okuyan adamin hicbir avantaji yok iken
1. "Hiç bir avantaji yok iken" ifadesinin tam olarak neyi vurguladığını anlayamadım.
1.1 Mühendis, Fen Fak.Mezunu, İSG ön lisans / Lisans Mezunu kişiler uzmanlık sınavına girme hakkına sahipler. (İSG Uzm. vs. vs. vs. yönetmeliği)
1.2 Belli çalışma aşamalarından sonra bir üst seviye uzmanlık klasmanına çıkma için gerekli olan sınava katılabilme hakkına sahipler. (İSG Uzm. vs. vs. yönetmeliği)
Dolayısı ile, İSG uzmanlık belgesi almaya hak kazanılıyor.
2. Eğer bu ifade bir "iş bulma, yüksek gelir beklentisi, para kazanma vb." gibi hususlarda mühendis ve fen fakültesi mezunlarına göre İSG mezunlarının dezatajlı olunduğunu vurguluyor ise :
2.1 6331 sayılı yasa yayınladı ve öncelikli olarak tüm özel üniversitelerde İSG bölümleri açıldı. Ne deniyor idi o zaman biliyor musunuz bu bölümün öğrenci adaylarına? "Mezun olunca 10 bin tl maaş alacaksınız". Ben ilk duyduğumda "ne diyosunnn?" demiştim

.
İlk uzmanlık sınavı öncesi kurslara herkes akın etti, neden ? "İSG uzmanı olunca 10 bin tl. maaş alacaksınız" denildiği için. (Çok tartışmalı olacağı için örnek vermek istemiyorum. Yasa çıktığından beri sistemde olan arkadaşlar ne demek istediğimi biliyorlar.)
2.2 Türkiye'deki mevcut piyasa koşullarını herkes biliyor. O zaman sertifikasyon eğitimleri ile, İSG ile ilgili ilave AÖF ön lisans eğitimleri, yabancı dil, yüksek lisans eğitimi (B sınavına girmek için değil) ile vb. farkındalık yaratacaksınız. Donanımlı olmak gerekiyor. Sadece bizim sektör için değil, tüm sektörler için böyle. (Ki sizler çok gençsiniz)
2.3 Kariyer Planı yapın, kısa vade, orta vade, uzun vade. Planlarınızı her ay altı ayda bir güncelleyin. Nerede tıkandığını tespit ettiğiniz de o problemi çözmeye yönelik yaklaşım içine girin. Ama bazen
death end dediğimiz son nokta, "yok, yok yani" olduğunda da fazla zorlamadan, çalışma hayatı trenine makas atlatmak gerekebiliyor. İşte o zaman sahip olduğunuz beşeri sermaye, donanım size başka kapılar açabilmeli.
2.4 Çalışma davranışı denilen bir olay var. Yani ilgi, alaka, bilgi, gelişimlere açık olma, kendini geliştirme, kendini ifade etme gibi gibi hususlar var. İş görüşmesine çağırmışlar, uzman arkadaş gelmiş. İlk görüşme karşında o şirketin İK Kurtları var!!! Bir özgeçmiş var, pheyyy pheyyy !!! göz yaşlarına boğlursunuz, "bize biraz kendinizden bahsedermisiniz?" sorusunun karşılığı "özgeçmişimde yazıyor".
2.5 İşvereni ona para kazandıracağınıza ikna etmek gerekiyor. Emin olun yurtdışı işlerde de aynı. vb. vb.
Sonuç olarak, fazla karamsarlığa gerek yok. "Her insan kendi şansını, kendi yaratır" düşüncesine inanan biri olarak, Türkiye'de İSG'nin geleceği olduğuna, ancak çalışanların istek ve beklentilerini karşılayacak seviyeye gelebilmesi için
ciddi süreye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.