Büyük olasılıkla bir sonraki genel seçime kadar ertelenecektir. İlk erteleme ile birlikte maalesef ki kanun ve bağlı uygulamaları seçime yönelik değerlendirme (tepki vb) parametresi haline dönüştü. Hatta genel seçimlerden sonra tekrar ertelenmesini , farklı bir siyasi partinin seçimi kazanırsa kanunun tekrar revize edilmesi/değişmesini bekliyorum....
Maalesef ki bunların nedeni altı doldurulmayan hatta tüzük kaldırılınca teknik olarak zayıflatılan (yerine eklenen veya geliştirilen yönetmelikler yetersiz kaldı..) , kopyala yapıştır kanun yapılmasıydı ! En basit şekilde ; sigortalı çalışanı bulunan her iş yerinin (kapsam dışında olarak tanımlanan kurumlar hariç) tehlike sınıflarına ayrılmak suretiyle şartları düzenlenerek fakat ; uygulamaya geçiş süreçleri, maliyetleri, denetim usul esasları vs vs bir çok konunun değerlendirilmemiş haliyle kanun uygulanması kapsamına dahil edilmesiydi ! Oturduğunuz yerdeki marketten kuaförünüze, köşe başındaki nalburdan ofislere kadar özellikle "Az Tehlikeli" olarak sınıflandırılan herkes bir anda (burada daha önce olmayan bir zorunluluğun karşılarına çıkarılması belirtiliyor..) kapsama girdi ki ilk tepki ve uygulamanın ertelemesi gibi parlak fikirler bununla başladı... Haliyle bu iş yerlerine bakabilecek olan "İş Güvenliği Uzman sınıflandırması da" bir üst sınıfa bakabilme .... diye garabet uygulamayla günümüze kadar ulaştı. (Bu arada o zamanlar bir çok arkadaşımız yeterli uzman yok o yüzden ertelendi dedi ! Şimdi de aynı şekilde bakabilirler...)
Denetimlerin benzer bahaneler öne sürülerek hafifletilmesi (hatta yapılmaması) kapsam dahilinde bulunan ve bu uygulamalara aşina olan bazı endüstri kuruluşlarını da "anlaşma yapmasak veya en ucuza nasıl yapılır veya ucuz olsun da gerekirse kağıt üzerinde yapılsın yeter..." gibi davranışlara yönlendirince sonucunda her gün daha da değersizleşen bir sertifika sahibi ordusuna dönüştük (burada meslek yerine sertifika sahibi diye adlandırmamın nedeni halen standartları belirsiz veya yapılacak işe göre eksik olarak belirlenmiş bir iş yapıyor olmamız..)
Halen forumlarda uzmanların meslek ayrımlarının önemli veya önemsiz olduğunu tartışan, Uzman sınıflarının gereksiz hatta Avrupa örneklendirilerek böyle bir uygulamayı bizim neden yaptığımızı sorgulayan arkadaşlar görüyoruz. Öncelikle Avrupa geniş bir tanımlama olmakla birlikte her ülkenin kendine özgü uygulamaları, kanunları, standartları (çeşitli sosyal veya ekonomik birliklerde uyumlaştırılmış şekilde..) mevcut.
FAKAT hepsinde ortak olan belirli hususlar var ;
1) Ciddi bir eğitim ve değerlendirme (sınav) süreci
2) Bağlantılı kanun ve uygulanması için mahkemeler
3) Sürekli ölçme-değerlendirme yapan yarı veya tam özerk federal kurumlar
4) İş Kazası veya Meslek Hastalığı durumunda çok sert cezai yaptırımlar
5) İş yerinin kurulmadan önce yerine getirmesi gereken hususlar ve alınması gereken tedbirlerin denetimi (Dikkat ! kurulmadan önce, çalışırken değil...)
6) Çalışılacak yerin Yapısal ve Teknik gerekliliklerinin , iş yerinin ana faaliyetinden bağımsız şekilde öncesinde (daha inşaat ve sonrasında kullanıma başlanmadan önce..) kontrol edilmiş ve hiç bir uygunsuzluğa müsaade edilmeyen denetim sistemleri
7) Sigortacılık mevzuatı ve uygulamalarında , iş güvenliği ile ve diğer tüm unsurlarla entegre edilmiş olan katı , disiplinli kontrol denetim süreçleri
vs vs vs vs...
Yani Temeli Sağlam !
Altı üstü sağı solu doldurulmuş , faydası ve olumsuz sonuçları insanlara (hem işveren hem de çalışan) tam olarak benimsetilmiş, etkin denetim-kontrol-ölçme-değerlendirme süreçlerinin takip edildiği , tüm denetim ve teknik uygulama süreçlerinde yeterli eğitimi almış kişilerin görevlendirildiği (yani gerçekten uzman oluyorlar...) dolayısıyla da otokontrolü olan ve kusursuza yakın işletilmeye çalışılan bir sistemleri var. Öyle ki bazı ülkelerde İş Güvenliği Uzmanı karşılığı personeli çalıştırmak zorunlu değil, gönüllü ! Garip geliyor değil mi? Nasıl gönüllü çünkü işletilen denetim, ölçme, değerlendirme sistemi öyle etkin halde ki bununla direkt veya dolaylı kurumlar ile iş yerleri her hangi bir eksik, açık veya kusur gördüklerinde bunu tamamlamak için Uzman personel ile çalışmayı tercih ediyor , Neden? çünkü olur da gördükleri tehlike olaya dönüşür ise insanın değeri bir yana maddi olarak karşılaşacakları ceza ve devlet desteklerinin kesilmesi söz konusu bu iş hayatının sona ermesi demek... Haliyle işin kuruluşu, denetimi, ödülü-cezası vs doğru kurulmuş olan bir sistemde görev alacak kişilere de A-B-C diye adlandırılan her hangi bir sınıflandırmaya gerek duymamış, gerektiğinde "mesleki uygunluk-yetkinlik şartı ile" konuyu bağlamış bir uygulamalar bütünüyle ülkemizde icra edilen uygulamaları bir biriyle ilişkilendirmemekte fayda var ! Bence...
Ne yapmalı !
Çalışmaya devam etmeli, her durum ve şartı kabul ederek maddi karşılığı düşürülmemeli, kendini geliştirmeli, sürekli araştırıp okuyup daha iyisini nasıl yapabileceğinizi aramalısınız... Değerinizi , bilgi ve dik durarak arttırırsınız.
Halen işin mesleki standartlarının olmaması yerine Uzman sınıflarıyla uğraşıyoruz ! unuttuğumuz husus; Üzücü ama gerçek olan şu anda sertifika sahibi olan önemli sayıda kişinin bu işi fiili olarak yapmadığı, yapmayacağı ve hatta yap-a-mayacağıdır. Bu nedenle de mutlaka UZMAN ihtiyacı olur, olacaktır... Siz işinizi doğru yapar, kendinizi geliştirir ve standartlarınızı olması gerektiği gibi oluşturursanız uygulamanın ertelenmesi veya yürürlüğe alınması çok ta önemli olmayacaktır.
(Bunu bireysel çıkarı için düşünenlere öneri olsun diye yazdım. Çıkarı olumsuz anlamda kullanmadım, edinimler anlamında kullandım polemik nedeni olmasın! Yukarıda ki diğer görüşlerim uygulamanın hatta mevzuatın maalesef ki bir çok hatalarla dolu olmasına eleştiriydi.. Uygulamanın sürekli ertelenmesi , ilgili kanunun sadece uzmanların bir üst sınıfa bakması değil her gün farklı bir içeriğinin denetime tabi tutulmadıkça iş yerleri tarafından ihmal edilmesine dolayısıyla da sürecin sulanarak tüm unsurlarıyla değersizleşmesine neden olmaktadır. )
İyi çalışmalar.